''''''' 2009 senesinde yayınlamış olduğum bu lezzetli tatlıyı , sevgili abimin hatırlatması ile tekrar gündeme getiriyorum , bakalım abimin yaptığı nasıl olacak :-))) '''''''
Malzemeler ;
- 250 gr. tel kadayıf
- 3 çorba kaşığı tereyağı
- 200 gr. kadar dil peyniri ( bende taze kaşar olduğu için kaşar kullandım)
Şerbeti için;
- 2 su bardağı toz şeker
- 3 su bardağı su
- 1tatlı kaşığı limon suyu
Kadayıfları bıçakla ufak parçalar halinde kesiyoruz. Parçalanan kadayıfın yarısını tereyağı ile yağladığımız tavamızı seriyoruz üzerine doğradığımız peyniri koyup kadayıfın diğer yarısını da peynirin üzerine koyup iyice ezilene kadar sıkı sıkı bastırıyoruz , hatta üzerine ağır birşey koyup belli bir süre bekletebilirsiniz de.Ocağımızı kısık ateşte yakıp alt kısmı kızarana kadar tutuyoruz daha sonra kadayıfı kaldırıp tavayı kalan yağ ile yağlayıp ters çevirerek kadayıfın diğer yüzünü kızartıyoruz .
Diğer tarafta şeker, su ve limonu iyice kaynatarak şerbeti hazırlıyoruz.
Kadayıfın diğer tarafı da kızarınca istenilen servis tabağına alıp sıcakken üzerine sıcak şerbeti döküp ve ceviz ya da şamfıstığı ile süslüyerek servise hazır duruma getiriyoruz.
Benim cevizlerim zaman darlığından dolayı biraz büyükçe olmuş , daha küçük boyutta olabilir :-)
Sağlıcakla kalın.
5 Aralık 2011 Pazartesi
Künefe - Abicim tarif senin için tekrar gündemde :-)
30 Kasım 2011 Çarşamba
Kıymalı Deniz Kabuğu Makarnası
27 Kasım 2011 Pazar
Sebzeli Bulgur Pilavı
Bol çeşnili bir bulgur pilavı .
Daha doğrusu gene evde ne varsa yapılan bir yemek:-))
Malzemeler ;
- 1 su bardağı bulgur
- 2 orta boy soğan ( yemeklik doğranmış )
- 1 orta boy havuç ( iri rendelenmiş )
- 1 adet tatlı kırmızı biber
- 1 çay bardağı dondurulmuş bezelye
- 1 tepeleme çorba kaşığı tatlı biber salçası
- 1 çorba kaşığı zeytinyağı + 1 çorba kaşığı tereyağı
- istenildiği kadat tuz ve kırmızı biber
Soğanları zeytinyağında tencerinin kapağı kapalı olarak kısık ateşte pişiriyoruz , sonra içine bulgur hariç tüm malzemeleri katıp çok az su ekleyerek onların da pişmesini sağlıyoruz. Pişme işlemi olunca yıkanmış bulgurumuzu , tuzu ve biberi ekleyip 2 bardaktan çok az su da ilave edip pişirmeye başlıyoruz , kaynayınca ocağı kısıyoruz tam suyunu çekince de ocağı kapatıp üzerine kağıt havlu kapatıp bir müddet demlendiyoruz ,daha sonra hafifçe karıştıp demini çözerek servise hazır hale getiriyoruz.
Sağlıcakla kalın.
Tahinli Kuru Baklava / Tarif Betül'den Abime :-)
Abim diye söylemiyorum ama elinden ne çıkarsa çok lezzetli , her ne kadar dün birlikte mutfakta birazcık didişerek iş yapsakta şaka abicim şaka :-)))
1 kat yufayı serip üzerine tahin sürüp toz şeker serpiyoruz , 2. kat yufakayı üzerine serip aynı işlemi yapıyoruz , 3. katıda serip tahin ,şeker ve ayrıca cevizi serpip sıkı bir şekilde rulo yapıyoruz.Bu işlem diğer yufkalarla yapılıp hepsini tepsiye diziyoruz ve verev olarak 4-5cm. uzunlukta kesiyoruz.
Kremalı Brokoli-Kabak-Patates-Mercimek Çorbası / Kısaca Sebze Çorbası :-)
Geçen hafta yaptığım bilinmeden önce lezzetle yenen malzemeleri sayılınca eşim tarafından "yaaaa hem de brokoli var yapma yaa " denip ama sonra gene de yenen, lezzetli bir çorba:-)
Evde bulunan malzemelerle daha da zenginleştirilebilecek bir çorba.Ben dolapta kalan malzemeleri değerlendirdim.
Malzemeler ;
- 1 çay bardağı kırmızı mercimek
- 1 adet kabak
- 1 adet patates
- 1 küçük demet brokoli
- 1 baş kuru soğan
- 2 diş sarımsak
- 1/2 paket krema
- 1/4 lt. süt
- 1 tatlı kaşığı tereyağı
- istenildiği kadar tuz
Soğan ve sarımsağı tereyağında çok az bir süre çeviriyoruz. Krema ve Süt hariç tüm malzemeyi tencereye ilave edip çok az su ekleyip pişiriyoruz . Pişmesine yakın sütte çözdüğümüz kremayı ve tuzunu ilave edip bir taşım daha kaynatıyoruz.
24 Kasım 2011 Perşembe
Pideli Köfte
Uzun süre yazmayınca bir kaç tarif ile kendimi affettirmek , ve bu akşamı güzel ama birazcık ağır kaçacak bir lezzet ile noktalamak istedim:-)
Bu lezziz tabağı hazırlayalı epeyce zaman oldu , ama şimdi hazırla deyin hemen kolları sıvar yaparım :-)) Çünkü çok kısa zamanda yapılan özellikle eşlerin ve çocukların bayıldığı bir lezzet . Nedense biz hanımlar daha çok sebzeyi tercih ederiz en azından ben ediyorum :-)
Malzemeler ;
- İstenidiği kadar köfte ( ben genelde hazırlar dondurucuya koyarım , acil durumların kurtacıları olsun diye )
- 3-4 tane kebapçı pidesi ( eve kebap söylerken bir kaç tane fazladan söyleyip tazeyken dondurucuda saklarım)
- domates-salça-kimyon-zeytinyağı-tuz-karabiber
- yoğurt
Köfteleri ister yağda , ister teflon tavada pişirin.
Hafifçe yağlanmış tavada küp küp kestiğiniz pideleri çok az pembeleşene kadar çevirin.
Sos için olan tüm malzemeleri ( domatesleri rendeleyin )5-10 dakika hafif ateşte pişirin.
Öncelikle tabağa pideleri üzerine köfteleri en üste de sosu koyup yoğurt ile servis yapın.
Sağlıcakla kalın.
Yeşil Zeytin Salatası
Biraz tuzlu ama bir o kadar lezzetli , benim gibi tansiyon problemi olanlar pek çok tüketmesinler.
Malzemeler ;
- istenildiği kadar yeşil zeytin (ben içi biberliyi tercih ediyorum görünüm daha zengin oluyor ) - dilimlenecek
- taze nane , dereotu , maydanoz
- istenildiği kadar küçük parçalara bölünmüş ceviz
- 2 diş sarımsak - dövülmüş
- zeytinyağı , limon
Tüm malzemeleri karıştırıp üzerine yağ-limon-sarımsak karışımını döküyoruz.
Sağlıcakla kalın.
Buharda Kabak - Salata
Hem garnitür , hem salata hem zeytinyağlı , hangisini isterseniz adlandırabilirsiniz.
Evde 1 ya da 2 kabak bulunca ne yapıyım diye düşünürken her zamanki gibi ortaya çıkan benim uydurma sevgili arkadaşım Özlem'in yaratıcılık dediği bir tariflerden bir tanesi :))
Malzemeler ;
- 1 ya 2 adet dolmalık kabak
- bol taze nane
- 1 diş dövülmüş sarımsak
- zeytinyağı , limon , istenildiği kadar tuz
Kabuklarını soymadan doğradığımız kabaklarımızı buharda pişiriyoruz. Sıcakken üzerine yağ-limon-sarımsak-tuz karşımını ilave edip , kabaklar sıcakken koyduğumuzda kararmaları için soğuduktan sonra irice doğradığımız taze naneneleri ekleyip yavaşça karıştıyoruz.
Sağlıcakla kalın.
Çatal Çorba - Besin Deposu
Havalar soğudumu çok sıklıkla yaptığım çocukluğumun vaz geçilmez çorbası .
Bir kaç sene öncede tarifini verdiğim bu çorbayı hatırlatmak adına yinelemek istedim.
Çorba ile ana yemek arası bir lezzet . Adını duyan herkes " nasıl yani çatal çorba , garip " diyor ama tadına baktıktan sonra hayran kalmayanı şu ana kadar görmedim , özellikle eşim " hımmm nefis " diye yiyor her seferinde:-))
Amasya yöresinin geleneksel çorbası , hatta Amasya'ya ait bir web sitesi daha önce yayınladığım tarifte kullandığım fotoğrafımı o kadar beğenmişki , Amasya da çorba yapan kalmadığı için benim fotoğrafımı kullanmış:-)), bir çok fotoğrafımın değişik sitelerde kullanılmış olduğunu gördüğüm gibi :-)) http://www.amasyatamimi.com/kultur.html
Neyse , şimdi biz tarifimize dönelim.
Malzemeler ; ( orta boy tencere için )
- 1 su bardağı yeşil mercimek
- 1/2 su bardağı buğday yarması ( aşurelik buğdayın yarması ) - eskien bulunmuyordu ama artık yöresel yiyecek satan dükkanlardan bulunabilir.
- 1 fincan haşlanmış nohut
- 1 orta boy kuru soğan ( yemeklik doğranmış )
- 1 çorba kaşığı kuru nane
- 50-75 gr. kadar kıyma
- 1 tatlı kaşığı biber + 1 tatlı kaşığı domates salçası
- tereyağı
- istenildiği kadar tuz ve kırmızı biber
Bir tencerede mercimek ve yarmayı iyice yıkadıktan sonra haşlıyoruz.
Onlar haşlanırken , bir tavada soğanları tereyağı ile hafif ateşte kavuruyoruz , soğanlar piştikten sonra kıymasını ekleyip kavuruyoruz üzerine salçaları ilave edip bir müddet pişiriyoruz , en son nane , tuz ve kırmızı biberi ilave edip bir müddet daha pişiriyoruz .
Pişen mercimek ve yarmaya haşlanmış nohutları ve salçalı karışımı ilave edip 5 dakika daha hafif ateşte kaynatıyoruz , katılaştıkça sıcak su ilave ediyoruz .
Sağlıcakla kalın.
Palamut Buğulama Ocakta
Uzun zamandan sonra mevsimini kaçırmadan bir müddet önce yapmış olduğum lezzeti yiyenler tarafında onaylanan palamut buğulamayı paylaşmak istedim.
Malzemeleri ve yapılışı basitmi basit ama yemesi nefismi nefis:-)
Malzemeler ;
- 2 adet kalın halka doğranmış palamut ( buğulam için kalın doğranırsa daha güzel oluyor )
- 3 adet iri boy kuru soğan ( kalın olarak halka halka doğranmış )
- 3 adet patates ( halka halka doğranmış )
- 2 adet domates ( halka halka doğranmış )
- yarım demet maydanoz
- 2 adet limon ( halka halka doğranmış )
tuz , karabiber , zeytinyağı
Tepsimizi çok az yağlıyoruz aralara çok az tuz ve karabiber serpiştirerek sırasıyla soğan , patates , balık , domates , maydanoz ve limonu yerleştiriyoruz. En üstüne çok az zeytinyağı gezdirip tepsinin üzerini folyo ile kapatıp çok harlı olmayan ateşte pişiriyoruz. Suyunu salacağı için son 5 dakikasında folyoyu açık olarak pişiriyoruz suyunu hafifçe çektiriyoruz.
Ocakta pişme işleminden sonra çok az bir müddette fırının ızgarasında tutulabilir.
Sağlıcakla kalın.
5 Ekim 2011 Çarşamba
Kabak ve Mantar Çorbası
Bahsi geçen çorba başlama aşamasında ne olacağına bilmeyen lezettlerimden bir tanesi idi , hatta içine mantarı katınca eşimin yiyebileceği konusunda tereddütümde vardı ama mantardan bahsetmeyince gayet güzel yedi ve hatta çok beğendi:-)

Sağlıcakla kalın.
7 Eylül 2011 Çarşamba
Patlıcan Kumpir- Nükte Abla'dan
Uzun zamandır yediğim en güzel patlıcan lezzetlerinden bir tanesi diyebilirim.
Sevgili Nükte Ablacım gene döktürmüştü , diğer güzel yemeklerin yanında bence bir numarayı bu aldı:-) Ellerine sağlık şekerim , bunu gerçekten senmi yaptın ?:-))))))))
Malzemeler ;
- 4 adet patlıcan
- 4 adet sade karper peyniri
- 8 diş sarımsak ( dilimlenmiş )
- 1 çorba kaşığı tereyağı
Yıkanmış patlıcanları karnıyarık gibi ortadan kesiyoruz içinin patlıcanını bıçakla bir kaç parçaya kesiyoruz , içine sarımsak dilimlerini koyup karper peynirini yediriyoruz ve en üstünede tereyağını koyup 140-150 derecelik fırında üstünü örtmeden yeme kıvamına gelene kadar yavaş yavaş pişiriyoruz.
Özellikle et yemeklerinin yanına harika bir garnitür , aslına bakarsanız tek başına ana yemek bile olabilir.
Sağlıcakla kalın.
11 Ağustos 2011 Perşembe
Tavuklu Mantarlı Salata
Geçen ay yapmış olduğum ve zamansızlık ve birazcıkta tembellikten dolayı yayınlamadığım:-) çok kolay ama o kadar da lezzetli bir salata.
Aslına bakarsanız sadece salata değil , bir öğün yemek demek daha doğru olacak:-)
Malzemelerin miktarı önemli değil , artırım ve eksiltme isteği bağlıdır.
- Göbek salata
- Taze nane
- Taze soğan
- Dereotu
- Haşlanmış tavuk
- Çok az yağda kavrulmuş manta
- Çok az yağda bir kaç kere çevrilmiş kırmızı biber
Sos : Zeytinyağı & Limon & Tuz & bir diş sarımsak rendesi
Sağlıcakla kalın.
8 Ağustos 2011 Pazartesi
Sarıyer Böreği Gibi Bir Börek:-)
Dünden beri kendimi çok çalışkan hissediyorum , uzun zamandır tarif eklemememin hıncını çıkartıyorum sanki:-)
Bu akşam işten geldikten sonra pazar günü aldığım ve tasnif etmediğim kıymayı hale yola koymaya kalkarken birden aklıma gelen ve dondurucuda epeydir bekleyen milföy hamurlarını da kullanmam vesile olacak bu güzel lezzetli börekleri yaptım.
Evdeki baş gurme olan eşimden tam not aldı , sanırım en kısa zamanda tekrar yapmam gerekecek:-)
Malzemeler ;
200 gr. kıyma
1 büyük baş kuru soğan - ay şeklinde doğranmış
2 çorba kaşığı dolma fıstığı
2 çorba kaşığı kuş üzümü ( suda yarım saat kadar ıslattım )
yenibahar , tuz , kimyon , tarçın , karabiber
bir miktar zeytinyağı
7 adet milföy hamuru ( ikiye bölünce 14 adet börek çıkıyor )
Üzeri için yarım çay kaşığından az pudra şekeri ilaveli 1 yumurtanın sarısı ve çöreotu.
Önceklikle fıstıkları biraz kavurduktan sonra zeytinyağı ile birlikte soğanları ekliyoruz ve soğanlar yumuşayana kadar pişiriyoruz , kıymayı ilave edip bir müddet kıvama gelene kadar karıştırarak pişiriyoruz, kıymanın içine baharatları ve kuş üzümünü ilave edip biraz daha kavuruyoruz.
İç malzememiz soğduktan sonra aşağıdaki şekildeki gibi malzemeyi hamurun üzerine yerleştirip üzerine yumurta sürüp çöreotu ekip 190-200 derece fırında üstü ve altı kızarana kadar pişiriyoruz.
Sağlıcakla kalın.
7 Ağustos 2011 Pazar
Çeşnili Pilav
Dün akşam için yaptığım diğer bir tarif , tadını ben çok beğendim , kalmadığına göre yiyenlerde beğenmişti:-))
Malzemeler;
1,5 su bardağı pirinç - 1 saate yakın sıcak ve tuzlu suda ıslattım
1/2 çay bardağı kuş üzümü - 1 saate yakın suda ıslattım
1/2 çay bardağı dolmalık fıstık - ben biraz az kavurdum biraz daha kavrulmalı
1 çay bardağı haşlanmış mısır yarması
2 sap taze soğan - ince ince doğranmış
çok az zeytinyağı - istenilen kadar tereyağı ve tuz
Tencerede öncelikle çok az zeytinyağında fıstıkları pembeleştiyoruz daha sonra soğanı ekleyip kısık ateşte çevirdikten sonra iyice yıkayıp süzdüğümüz pirinci ve tereyağını ilave edip hafifçe karıştırarak bir müddet kavuruyoruz 1,5 bardaktan biraz fazla su ekleyip üzümleri ve haşlanmış mısırlarıda ilave edip tencerenin kapağını kapatıp kaynamaya başlayınca suyunu çekene kadar kısık ateşte pişiriyoruz.
Suyunu tamamen çekince kapak ile tencere arasına kağıt havlu koyup en az 10 dakika demlenmesini sağlıyoruz.
Servis yaparken dereotu ile süslenebilir.
Sağlıcakla kalın.
Sebzeli Makarna
Aslında bir gün önce hazırlanmış sebzelerin bugün yapılan makarna ile birleşip sebzeli makarna yemeğine dönüşmüş halidir:-)
Malzemeler ;
1/2 paket kelebek makarna ( ben Filiz Makarna kullandım suyunu hiç süzmeden biraz diri olarak haşladım)
1 çorba kase temizlenmiş ve ortadan ikiye bölünmüş taze fasulye
2 adet ortaboy havuç - şerit halinde doğranmış
1 çay bardağı bezelye
2 adet ortaboy tatlı kırmızı biber - halka halka doğranmış
2 adet dolmalık yeşil biber - halka halka doğranmış
tereyağı - istenildiği kadar tuz
Makarnayı istenilen kıvamda suyunu dökmeyecek şekilde ayarlayarak haşlayıp tereyağını ve tuzunu ekliyoruz.
Buharda pişeceğimiz sebzelerimizi tencerenin en altında olacak şekilde ; havuç , bezelye , fasulye ve biberler olarak sıralayıp pişiriyoruz.
Servis yapmadan önce çok az tereyağında sebzeleri çevirip makarnamızın üzerinde koyup servise hazır hale getiriyoruz.
Sağlıcakla kalın.
Bakliyat Salatası
Sizlerle dün akşam gelen misafirlerime birden aklıma gelen ve doğaçlama olarak yaptığım bir salatayı paylaşmak isterim.
1,5 bardağı pilavlık bulgur
1,5 çay bardağı yeşil mercimek
1 çay bardağı nohut
8-10 adet dilimlenmiş yeşil zeytin , siyahta olabilir
5 adet küçük küçük doğranmış taze soğan
1 tutam doğranmış dereotu
zeytinyağı - limon -tuz
Haşlanmış olan bakliyatları ( bulgur ve mercimeği birlikte haşladım - nohut haşlanmış olarak dondurucudan çıkartıldı ) soğuk sudan geçirdikten sonra zeytin ve yeşillikleri ilave edip üzerine zeytinyağ-limon-tuz karışımı sosunu ekleyip servise hazır ediyoruz.
İstenirse sosa 1 diş sarımsak rendeside eklenebilir.
Sağlıcakla kalın.
Soğuk Yoğurt Çorbası
Uzun zamandır boşladığım bloguma sıcak geçen şu günlere serinlik verecek bir çorba ile kaldığım yerden devam etmek istedim.
Önümüzdeki hafta tatile çıkmadan önce en azından bir kaç tarifle sizlerle birlikte olmak niyetindeyim , umarım tembelliğim devam etmezde niyetim gerçekleşir:-)
Malzemeler ;
1 çay bardağı buğday yarması ( aşurelik buğdayda olur ) - yarma çok çabuk haşlanıyor
1 çay bardağı nohut - daha önceden haşlanıp dondurulmuş nohut her türlü yemeğe kolaylık sağlıyor.
1 su bardağı yoğurt
tuz , kırmızı pul biber , zeytinyağı
Haşlanmış yarma ve nohutu soğuk sudan geçirdikten sonra su ile biraz yoğunluğunu aldığımız yoğurdun içine katıp istenildiği kadar tuz ilave edip karıştırıyoruz. Servis yaparken zeytinyağına eklediğimiz nane ve pulbiber ile üzerini süsleyip servis yapıyoruz.
Not : o anda dereotum olmadığı için ben koymadım ama bir tutam doğranmış dereotu da çok yakışacaktır.
Sağlıcakla kalın.
6 Haziran 2011 Pazartesi
Trüf
Bu güzel lezzeti ikinci kere yapıyorum. Ev ve çevreden herkes tarafından müthiş bir lezzet olarak adlandırıdı hatta ilk yapışımdan sonra bir doğumgünü için sipariş bile aldım , aldığım sipariş yeğenimdendi:-))
Çikolata ve tatlı arası pek olmayan ben bile hem yaparken tadına baktım hemde yaptıktan sonra en az 3 tane yemişimdir:-)
Bu lezzeti daha önce birkaç blogda görmüştüm ama nedense sadece görünüm olarak hoşuma gitmiş ve hiç yapmaya yeltenmemiştim.
Bu güzel tarif ile canlı olarak Nisan sonunda Magi'nin düzenlediği "Maggi Yok Mu Bi' Tabak Daha Lezzet Maratonu Finali "nde yarışan ve yapmış olduğu bu harika lezzetle ile ikinci olan sevgili http://www.kuzinedekizaranekmek.com/ sayesinde tanıştımve ilk defa orada tatdıktan sonra , tam eşimin damak zevkine uygun bir lezzet diyerek bende yapmaya karar verdim. Nede olsa çikolata dedinmi eşim için herşey durur :-))
Yapımı son derece kolay olan ama bekleme süresi epeyce fazla olan bir tarif.
Malzemeler ;
- 220 gr bitter çikolata,
-250 gr sütlü çikolata,
-300 gr krema,
-2 yemek kaşığı portakal aromalı likör, ( ben Baylies kullandım )
1 yemek kaşığı hazır kahve,
2 silme yemek kaşığı kakao tozu,
Bitter ve sütlü çikolatanın tamamını bıçakla keserek küçük parçalara bölüyoruz .Kremayı tencerede kaynatmadan ısıtıyoruz. Ocaktan alıp 30 saniye kadar bekletiyoruz. Sonra çikolata kırıklarının üzerine yavaşça döküp ve bir çırpıcıyla çikolatalar tamamen eriyinceye dek karıştırıyoruz.
Bu karışıma; likörü, kahveyi ekleyip yavaşça karıştırıyoruz. Kasenin ağzını streç film ile sarıp 8-10 saat ( hatta daha önceden yapılıp 24 saat bile bekletilebilir )buzdolabında bekletiyoruz. Süre sonunda trüf hamurundan çay kaşığı ile parçalar alarak avuçlarınızın içinde yuvarlıyoruz ( eldiven kullanılırsa elin sıcaklığı ile erimesi engelleniyor , aksi takdirde elin sıcaklığı ile karışım yumuşuyor ) Yaptığımız topçukları kakao tozuna buluyoruz ( istenirse bir kısmı pudra şekerinde bulanabilir )
Servis öncesinde mutlaka buzdolabında tutuyoruz.
Sağlıcakla kalın.
28 Mayıs 2011 Cumartesi
Taze Bakla Salatası
Blogumu gene uzun zamandır boşlamış durumdayım , aslında birikmiş epey tarfim var ama elim değipte bir türlü yazamıyorum.
Bilgisayar başında geçen zamanım çoğu maalesefki facebook ile akıp gidiyor , bazende 4 ya da 5 gün hiç karşısına geçmediğim bile oluyor, sanırım sabahtan akşama kadar iş yerinde onun esiri olduğum için akşamları pek cazip gelmiyor:-)
Bu akşam daimi ziyaretçilerimiz " aslında bizde onların daimi misariyiz :-) "ya da artık birbirimize misafir dememiz bile abes olan arkadaşlarımız bizde yemekteydi.
Geçen hafta pazardan aldığım taze baklaları ancak fırsat bulup bir kısmını zeytinyağlı pişirmek istedim ama sonuç olarak fotoğrafını görüp tarifini vereceğim salata ortaya çıktı.
zeytinyağlısına hiç gerek yok , böyle daha lezzetli :-)
Mazlemeler ;
- 2 su bardağı taze bakla
- 2 adet taze soğan
- 1 adet kırmızı paprika biberi
- dereotu
- taze nane
- 1 diş sarımsak
- limon & zeytinyağı
- tuz
Baklaların üzerine hafifçe bıçakla çizip suda pişene kadar haşlıyoruz. Haşlanmış baklaların kabuklarını çıkartıp doğradığınız yeşillik ve biberleri ilave edip üzerine zeytinyağı&limon&tuz&sarımsaklı sosu ilave edip karıştıyoruz.Dolapta bir müddet dinlendirdikten sonra servise hazır duruma gelmiş oluyor.
Sağlıcakla kalın.
3 Nisan 2011 Pazar
Çiçek Bamya Çorbası - Konya'dan
Kızım Konya'da öğrenimini sürdürdüğü için Konya'ya ait bazı lezzetleri öğrenme imkanım oldu. Epeydir yapmayı düşündüğüm , doğrusunu söyleme gerekirse tembellik ettiğim Çiçek Bamya Çorbasını bugün yaptım. Aslında geçenlerde TV de bir kanalda Kozyatağın'daki (İstanbul'da) Konya yemekleri yapan ve benimde bir kere gidip Etli Ekmek yediğim bir Restaurant'ın sahibinin bu çorbanın tarifini vermesi beni atık yapmamın zamanı geldi konusunda gaza getirdi:-) İstanbul'da olup olmadığını bilmiyorum ama kızım aşağıdaki şekilde kurutulmuş çiçek bamyayı Konya'dan getirmişti.
Torbadaki minicik bamyalar ipe dizilmiş olarak bulunmakta . İlk önce bir havlunun üzerine koyup çok fazla güç sergilemeden ovuşturarak üzerindeki fazla toz ve parçaların ayrılmasını sağladım. Daha sonra bol suda birkaç kez iyice ovalayarak yıkadım. Su dolu tencerede iplerinden çıkartmadan yumuşayana kadar kaynattım.
Pişince suyun altında pişme suyunu akıtarak bamyaları iplerinden çıkarttım. Bundan sonrasını malzeme ve yapımla ilgili bilgileri sırayla vererek devam ediyorum.

Malzemeler ;
- 1 Paket haşlanmış Kurutulmuş Çiçek Bamya
- 1 adet yemeklik doğranmış kurusoğan
- 100 gram kadar kıyma ( küçük doğranmış et daha güzel yakışıyor )
- 1 çorba kaşığı salça
- tuz - pul biber
- 1 çorba kaşığı kadar tereyağı
Yapılışı ;
Soğanı ve eti tereyağında pişene kadar kavuruyoruz. İçine salçayı ilave edip bir müddet kısık ateşte salçayı pişiriyoruz. Tuzunu ve pul biberini ilave edip su ekliyoruz ve haşladığımız bamyaları koyuyoruz. Bir müddet daha kısık ateşte kaynadıktan sonra çorbamız hazır hale gelmiş oluyor.
Sağlıcakla kalın.
27 Şubat 2011 Pazar
Kahvaltılardan Seçmeler - Namlı Gurme Karaköy
Şubat ayı başında Body Worlds sergisine gitmeden önce eşim ve kızım ile adını eşimden duyduğum ve onun sayesinde güzell ve lezzetli bir kahvaltı yaptığımız Namlı Gurme Karaköy'ü bazı fotoğraflarla sizlere tanıtacağım.
Bu arada mutlaka rezervasyon yaptırmak gerekiyor , akıllı eşim birgün önceden rez. yaptırmasaydı hevesimiz kursağımızda etraftaki yerlerden birine gidecektik:-)
İrtibat : Rıhtım Cad.Katotoparkı Altı / Karaköy
Tel: 0212 293 68 80-83 İçeri girdiğinizde yüzlerde çeşit sizi birden büyüleyiveriyor , sanki hepsinden yiyebilecekmiş gibi hissediyorsunuz:-)

Açık büfe değil , açık vitrin şeklinde . Vitrinden öncelikle sıcakları seçiyorsunuz. Onlar hemen pişirmeye alıyorlar.

Çeşit çeşit peynirlerde zorlanmadım desem yalan olur:-))

Seçerek hazırlattığımız kahvaltı tabağımızda olanlar , bu tabağı 3 kişi paylaştık


Sıcak olarak istediğimiz , kaşarlı ve hellimli sucuklar harika şekilde kızarmış ve peynirleri erimişti.

Oturulan mekan ise sonradan camla kapatılmış ama elektrikli sobalarla ısıtıldığı için soğuk ile alakası olamayan bir yer.
Kısa Bir Trabzon Gezisi
Aniden verilen bir karar ile ertesi gün alınan uçak biletleri ve sadece 24 saat sürecek olan bir Trabzon gezisi.
İnsan biraz çılgın ve de onun gibi çılgın arkadaşları olmaya görsün:-)
Şubay ayının ortası , hava alabildiğine soğuk ve eksilmeyen bir yağmur ama bir o kadar güzel geçen kısacık bir mola.
Teşekkürler Özlem'cim......
Biraz reklama girecek ama gittiğimiz hava yolunu kısada olsa övmem gerekecek :-)
Sky Airlines , zamanında kalkma , rahatsız etmeyen bir uçuş, sarsmadan yapılan iniş , güler yüzlü hostesler , girerken hoşgeldin şekeri , uçuş esnasında seçenekli sand. ve içecek , inerken portakal ikramı uzun süredir diğer bazı havayollarından göremediğimiz hizmetler.
Fiyat diğerleriyle aynı , otobüs ile aynı hatta daha ucuz.
Seyahat edeceklere tavsiye edebileceğim bir hava yolu.
Bütün gün yağmur altında Trabzon çarşılarını dolaştıktan sonra eve dönüş yolunda Tarbzonlu olan ( ama haksızlık etmeyim ünv. başlangıcından beri senelerdir İstanbul'da ) arkadaşımızın ilk defa gördüğü Trabzonda 22 yıl Sancak Beyliği yapmış olan Padişah Yavuz Sultan Selim'in koskoca heykeli ile karşılaştık hatta yanı başındaki konak ise Kanuni Evi diye geçiyor - şu günlerin pek bir ünlü kişisi olan Kanuni Sultan Süleyman babası Yavuz Sultan Selim Trabzon Sancak Beyi ilen 1495 yılında burada doğmuş.



Hatta yediğimiz yetmiyormuş gibi sağolsunlar yanımızada verdiler , hala bir bölümü dondurucuda duruyor önümüzdeki günlerde ısıtıp yiyeceğiz:-)

Dönüş günümüze erken başladık .Dolmuşa binerek yaklaşık 10 dakikalık mesafedeki Trabzon'un tarihi mekanlarından bir Müze'nin bahçesinde güzel bir Trabzon Kahvaltısı ettik. Bu tarihi yerden birazdan bahsedeceğim.

Masamız kahvaltılıklar adına çok zengin değildi , ama olmasınıda hiçmi hiç gerek yoktu.

Peyniri toparlamak zor olsa bile tüm gücümle mücadele edip tavanın dibini kaşıkla sıyararak afiyetle yedim:-)

Trabzon Ayasofya Müzesi, Trabzon'un Yenimahalle semtinde bulunan tarihi müzedir.
İstanbul'un Latinler tarafından işgal edilmesinden sonra kaçan ve Trabzon'da 1204 yılında yeni bir devlet kuran Komnenos ailesinden Kral I.Manuel (1238-1263) tarafından 1250-1260 yılları arasında yaptırılan ve bir manastır kilisesi olan Ayasofya adı "Kutsal Bilgelik" anlamına gelir.
Geç Bizans Kiliselerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, kapalı kollu haç planlı olup, yüksek kasnaklı bbir kubbeye sahiptir. Kuzey, batı ve güneyinde revaklı üç kirişi bulunmaktadır. Yapı ana kubbenin üzerine değişik tonozlarla örtülmüş ve çatıya farklı yükseltiler verilerek kiremitle örtülmüştür.
Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde Hıristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır.
Binanın en görkemli cephesi güneyidir. Burada Adem'le Havva'nın yaratılışı kabartma olarak bir friz halinde anlatılmıştır.
Güney cephesindeki kemerin kilittaşı üzerinde Trabzon'da 257 yıl hüküm süren Komnenos Hanedanı'nın sembolü olan tekbaşlı kartal motifi bulunmaktadır.
Kubbede ana tasvir İsa, onun tanrısal yönünü aksettiren Hristos Pantokrator (Herşeye kâdir İsa) tarzıdır. Bunun altında bir kitabe kuşağı, daha altta ise melekler frizi bulunur. Pencere aralarında oniki havari tasvir edilmiştir. Pandantiflerde değişik kompozisyonlar yer almaktadır. İsa'nın doğumu, vaftizi, çarmıha gerilişi, kıyamet günü gibi sahneler betimlenmiştir.
Fatih Sultan Mehmed'in 1461 yılında Trabzon'u fethiyle camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur. 1868 yılında Bursa'lı Rıza Efendi'nin teşvikleriyle yeni baştan onarılmıştır.
I. Dünya Savaşı yıllarında Ruslar tarafından işgal edilen Ayasofya, askeri karargâh, hastane, depo ve savaştan sonra yine cami olarak kullanılmıştır. 1958-1962 yılları arasında Edinburgh Üniversitesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü işbirliği ile restore edilerek, 1964 yılında müzeye çevrilmiştir.
Kahvaltılardan Seçmeler- Bir Arkadaş Evinden
Sanırım yazdıkça açılmaya başladım:-) o kadar zamandır boşlamamdan dolayıda suçluluk duymaya başladım:-)
Elimde epey zaman öncesine ait o kadar çok yazak konum varki nereden başlayacağım konsunda epeyce düşündüm ve günün ilk yemeği olan kahvaltıyı - Kahvaltılardan Seçmeler - olarak sunmaya karar verdim.
Değişik mekan ve yerlerden derlediğim , lezzetini beğenerek paylşamka istediğim yerleri sizlere sırayla tanıtmak istiyorum.
İlk önce bize o güzel yuvasını açan sevgili arkadaşım Nermin'in kuş sütü bile eksik etmeyerek hazırladığı kahvaltı sofrası ile başlamak istiyorum. Üzülerek bildiririm buraya gidebilecek kişi sayısı sınırlı:-))
Sofrada kıymalı - peynirli böreğin dışında , lezzetli bir omlet , söğüş doğramış domates-salatalık - hemen hemen her türlü yeşillik , kurabiye , kek vardı.
Ama her zamanki ev kahvaltılarımızın ardından gelen şarap keyfi burada biraz daha zenginleşerek uluslararası tatlara dönüştü:-)
Bu güzel tatlar ve bol çeşitten sonra bizlerin nasıl bir kahvaltı hazırlayıp konuklarımızı ağırlayacağımız uzunca bir süre gündemimizde olmuştu:-)
Sağlıcakla Kalın.
25 Şubat 2011 Cuma
Luis Miguel - No Se Tu
Yaklaşık 5-6 sene önce tanıdığım Meksikalı bir şarkıcı .Ses büyüleyici.
Sağlıcakla kalın
24 Şubat 2011 Perşembe
Sebzeli Erişte
Uzun zamandır erişte yapmamıştım , bu akşamın diğer çeşidi de bu oldu . Ama tabiki tek yiyen de ben oldum:-)
Eşimin sebzelere karşı alerjisi var .Helede bezelye , kabak gibi sebzelerin makarna ve erişteye karıştırılmasına ayrıca alerjisi oluşuyor:-))Ona göre hamur işi hamur işidir , üzerine ya peynir ya da et konur :-)
Test eden sadece ben olsamda kesinlikle tadı yerindeydi diye notumu düşerim:-))
Malzemeler;
- 1/2 paket erişte
- 1 adet kabak ( kabuklu olarak küp küp doğranmış )
- 1 adet havuç ( küp küp doğranmış )
- 1 çay bardağı kadar dondurulmuş bezelye
- 3 adet taze soğan
- 1 adet domates ( küp küp doğranmış )
- istenildiği kadar tereyağı ( ben 1 tatlı kaşığı kadar kullandım )
- 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- istenildiği kadar tuz , karabiber , kırmızı pulbiber
Tencerede eriştelerin suyunu çektirerek çok az tuz ve z.yağ ile pişirirken diğer tarafta soğanları zeytinyağı ve tereyğaında hafifçe solduruyoruz , sonra tüm diğer malzemeleri katıp karıştırıp kapağı kapalı ocak kısık halde ara ara karıştırarak pişirmeye bırakıyoruz.
Tüm malzemeler yeterli derece yumuşadığı zaman , ğimiş olan eriştemize ilave ediyoruz ve fazla ezmeden karıştırark servise hazır hale getiriyoruz.
Sağlıcakla kalın.