31 Aralık 2008 Çarşamba

MUTLU YILLAR

Yılbası Agacımız

HERKESİN YENİ YILINI EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLUYORUM.

YENİ YILIN SAĞLIK , HUZUR , MUTLULUK VE BOL KAZANÇ GETİRMESİNİ DİLERİM.

2009 SENESİNDE TARİFLERİM ARTARAK DEVAM EDECEK , BENİ İZLEMEYE DEVAM EDİN:-).

SEVGİ VE SAYGILARIMLA , SAĞLICAKLA KALIN.

28 Aralık 2008 Pazar

Soslu Erişte

Soslu Erişte

İtiraf etmeliyim kendim yaptım diye değil ama uzun zamandır yediğim en güzel eriştelerden bir tanesi :-) .
Erişte tabii ki hazır, henüz kendim yapacak tecrübeye erişemedim, birazda zor erişim gibi geliyor :-).
Bu yemeği geçen hafta içinde, akşam hiç yemek yokken birden aklıma gelerek yaptım. Ama eşim yapmış olduğum sos yerine ton balıklı yemeği tercih etti, dediğine göre ton balıklı da çok güzel olmuş, ama benim tercihim her zaman kendi yaptığım soslar.
Yapımı çok kolay, işten eve gelince hemen hazırlayabileceğiniz bir çeşit. Erişte haşlanırken geçen zamanda sosunuzda hazır olmuş oluyor böylece zaman kaybı olmuyor.

Malzemeler;
- ½ paket erişte
- Üzerinden 3 parmak çıkacak şekilde su ( ben başka su ilave etmedim)
- İstenildiği kadar tuz
- Birkaç damla zeytinyağı

Kaynayan suya tuz, zeytinyağı ve erişteleri katıp çok harlı olmayan bir ateşte ara sıra karıştırarak suyunu çekene kadar pişiriyoruz.

Sos;
- 3 adet taze soğan ( küçük küçük doğranmış )
- 1 adet paprika biberi (küçük küçük doğranmış )
- 3 domates ( rondo da parçalanmış )
- 1 tatlı kaşığı biber salçası
- 1 tatlı kaşığı fesleğen
- 1 çay kaşığı kekik
- 1 çay kaşığı beyaz biber
- 1 çay kaşığı kırmızıbiber
- 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- İstenildiği kadar tuz

Zeytinyağında sırasıyla paprikaları, soğanları ve domatesleri kavuruyoruz, sonra geri kalan tüm malzemeyi ekliyoruz ve kıvamı gelene kadar çok harlı olmayan bir ateşte pişiriyoruz.

Tabağa almış olduğumuz pişmiş olan eriştenin üzerinde sosumuzdan koyup servis yapıyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Tavuklu Pilav

Tavuklu Pilav

Sanırım pilavın en vazgeçilmez hali tavuklusu. Bu akşam kesme çorbanın yanına bu pilavı da hazırladım birde yanına bol yeşillikli domatesli cevizli bir salata, işte kolay ve lezzetli bir Pazar akşam yemeği :-).

Malzemeler;

- 1 su bardağı pirinç ( 1 saat kadar sıcak suda bekletilecek )
- 1,5 su bardağından biraz az tavuk suyu
- 1 adet haşlanmış tavuk kalça ( ufak parçalara ayrılmış )
- İstenildiği kadar tuz

Islatılan pirinçleri iyice yıkadıktan sonra tavuk suyunun bulunduğu tencereye koyup üzerine tavukları ve tuzunu ilave edip kapağı kapalı olarak kaynayıncaya kadar harlı ateşte tutuyoruz, kaynayınca ocağı kısıp, tamamen suyunu çekince ocağı kapatıyoruz ve üzerine bir havlu örtüp bir müddet dinlendiriyoruz.
Dinlendirdikten sonra yavaşça karıştırıp servise hazır duruma getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Kayseri Kesmesinden Tavuklu Çorba

Kesme çorba

Umarım adını doğru telaffuz edebiliyorumdur. Kayserili olan iş arkadaşım sevgili Betül, değişik lezzet ve tatlar denediğim için Kayseri Kesmesi getirdi. Çorbanın tarifini kısaca “ annem bize yaparken ölçü için bir avuç kadar kullanıyor ve içine ette konuyor “ diye bahsetti ve gerisi gelmedi :-)).
Eeee bu durumda gerisi bana kaldı ve bana kalınca da doğaçlama başladı :-). Betül’cüm getirdiğin için ellerine sağlık, bu akşam afiyetle yedik, her ne kadar kırmızıbiberini biraz fazla kaçırıp eşimin gözlerinden duman çıkmış olsa bile kendisi de çok beğendi :-).

Malzemeler;

- 1 avuç kadar kesme hamur
- 3 bardağı kadar tavuk suyu
- Haşlanmış bir tavuk kalçası
- 1 kaşık un
- İstenildiği kadar tuz
- Üzeri için zeytinyağı, kırmızıbiber, nane

Tavuk suyuna ufak parçalar halinde haşlanmış tavuğu ve kesme hamurumuzu ve tuzu ilave ediyoruz. Bir kabın içinde 1 kaşık unu suyla iyice karıştırıp içine birkaç kaşık çorbanın suyundan ilave edip iyice çözülünce çorbaya ilave ediyoruz.
Kısık ateşte ara sıra karıştırarak pişiriyoruz.

Servis sırasında yağda kırmızıbiber ve nane yapıp kâselerde çorbanın üzerine koyuyoruz.( bunu ben ekstradan yaptım , “ tavuk çorbasına yakışmaz “ diyenler denemesin.)

Bu arada sevgili sefertasında kıymalı tarifi şimdi buldum sizinle paylaşmak istedim . Bir dahaki sefere bu şekilde yapacağım.http://sefertasi.blogcu.com/kayseri-kesme-corbasi_3105077.html

Sağlıcakla kalın.

27 Aralık 2008 Cumartesi

Biber Salçalı Bulgur Pilavı

Biber Salçalı Bulgur Pilavı

Bulgur pilavını çok seviyorum ama evde tüketen sadece ben olduğum için sadece kendim için yapmak aklıma gelmiyor, gelse bile nasıl bitiririm diye düşüyorum.

Ama bu sefer her ne kadar eşim pek ilgi göstermese ve sevmese bile zorla yedirmeye karar verdim ve bu akşamda başarılı oldum :-) . Beğendiğini söyledi, daha sonraki yapacağım bulgur pilavlarını riske atmamak için “ bir kaşık daha “ diye ısrarda bulunmadım :-).

Son derece az malzeme ile son derece lezzetli bir pilav oldu, buyurun deneyin :-).

Malzemeler;

- 2 su bardağı pilavlık bulgur ( iyice yıkanacak )
- 2 adet orta boy kuru soğan ( yemeklik doğranacak )
- 2 tepeleme doldurulmuş kaşık biber salçası ( benimkinden bulmanız biraz zor, çünkü sevgili Sevgi Teyzecim yapmıştı bana :-)) )
- 1 çorba kaşığı kadar tereyağı
- 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- İstenildiği kadar tuz

Doğranmış soğanları tereyağında ve zeytinyağında iyice pişene kadar kısık ateşte kavuruyoruz. İçine biber salçasını da ilave edip bir müddet daha kavuruyoruz. Yıkamış olduğumuz bulgurları ilave edip üzerine tuzunu ve 4 su bardağı suyunu koyup tencerenin kapağını kapatıyoruz. Ocağı su kaynadıktan sonra kısık duruma geriyoruz. Suyunu çekip pişince ocağı kapatıp demlenmesi için kapağın altına havlu seriyoruz. 5 dakika kadar sonra karıştırıp servise hazır hale getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Zeytinyağlı Çalı Fasulyesi

Zeytinyagli Fasulye

Aslına bakarsanız bu yemeğin tam tadı yazın çıkar ama ne yapayım dayanamayıp her bulduğumda alıp yapıyorum :-) Çalı fasulyesinden zeytinyağlı çok güzel oluyor , hele birde zeytinyağını bol koyunca :-)Bu tarifi daha öncede vermiştim ama bu fotoğraf verdiğim tariftekinden çok daha güzel olduğu için bende tekrarlamak istedim. Eeee ne de olsa o zamanlar acemilik zamanlarımdı :-))

Tarifini ekteki linkten bulabilirsiniz http://neseersoy.blogcu.com/zeytinyagli-fasulye_4861295.html

Sağlıcakla kalın.

25 Aralık 2008 Perşembe

Bulgurlu Kabak Çorbası

Bulgurlu Kabak çorbası

Yılbaşı yaklaştıkça kendimi çocuk gibi hissediyorum ve sevdiklerime alacağım hediyeler konusunda kafamda planlar yapıyorum. Ne yazık ki bu ekonomik kriz herkes gibi beni de tasarrufa yöneltip hediye alacağım kişileri de etkiledi :-)

Her ne kadar devletin başında olan kişi “ kriz teğet geçti “ “ bu psikolojik kriz “ diye basın açıklamaları vermeye hala devam etse de, içinde yaşadığımız çevre içinde krizin en çarpıcı izlerini görmekteyiz.

Her gün işe giderken dolmuş ile önünden geçtiğim Kadıköy rıhtımdaki Deniz Otel ve Natilus Alışveriş Merkezi’nin arasında bulunan dükkânlardan %30 ‘u boşalmış ve “ Kiralık “ ilanlı asmış. İşte bu teğet geçip, psikolojik olan krizin sonuçları. Acaba birer tertip Xanax kullandırılsa bu krizden kurtulma şansımız var mı? Ne acı değil mi bizler vatandaş olarak bunları tahlil edip ne durumda olduğumuzu görüyoruz ve dile getiriyoruz, ama başımızda bulunanlar farklı söz ve tavırlarla var olan gerçeği yok sayıyorlar. Bununla baş etmek nasıl mümkün olacak maalesef ben bilemiyorum.

Aklıma gelen ve seyrederken duygulanıp hatta gençliğimden utanıp göz yaşlarımı tutamadığım konu ise dün akşam haberlerde “ Çılgın İhtiyarlar “ olarak yağan karın altında, buz gibi hava, bin bir zorlukla görevlileri ikna ettikten sonra “Bu vatanın toprakları yüz binlerce, milyonlarca askerin, kadının, çocuğun kanıyla sulanarak bu durumlara geldi, Bu vatanın toprakları satılık değil “ mesajını vermeye çalışan Sümerolog Profesör Muazzez İlmiye ÇIĞ ( 90 yaşında ) , TEMA Vakfının onursal başkanı Hayrettin KARACA. Bu saygıdeğer insanlar bizlerin yapması gerekenleri yaşlarına bakmadan büyük bir onurla yaptılar. Saygı ile ellerinden öpüyorum.

Sanırım bu sıralar sınırlarımızı zorlayarak duruyoruz, umarım çok daha kötüye bir gidişat olmaz.

Artık yemek ile ilgili olan yazıma geçebilirim, herkesin düşüncelerini paylaştığıma eminim.

Kış günlerinin vazgeçilmez çeşidi çorbanın artık çeşit ve uydurmasyonlarını artık abartmış durumdayım :-)
Aklıma o an ne gelirse onun çorbasını yapıyorum, tadı konusuna hiçbir fikrim olmuyor, ama evde zorunlu deneyici varken yorum almak gayet kolay oluyor :-).
Bu çorbamı da kadrolu deneyici sevgili eşim pek bir beğendi. Demek ki uydurmalar ( aslında yaratıcılık demek daha doğru :-)) ) işe yarıyor.

Malzemeler;

- 3 adet dolmalık kabak
- 1 adet orta boy soğan ( yemeklik doğranmış )
- 1 çay bardağı kadar ince bulgur
- 2 su bardağı et suyu
- 1 tatlı kaşığı biber salçası
- İstenildiği kadar tuz
- 1 çorba kaşığı zeytinyağı
- Tereyağı, kırmızıbiber, nane

Soğanları zeytinyağında hafifçe kavuruyoruz. İçine biber salçasını, doğradığımız kabakları, bulguru, tuzu ve et suyunu ilave edip kabaklar pişene kadar kısık ateşte tutuyoruz. Pişme işlemi bittikten sonra parçalayıcıdan geçiriyoruz. Ayrı bir kapta tereyağını eritip kırmızıbiber ve nane ilave edip bu karışımı çorbaya karıştırıyoruz ve servise hazır hale getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

22 Aralık 2008 Pazartesi

Çikolata Soslu Kek

Cikolatalaı Pasta Butun

Cikolatalaı Pasta Dilim

Dün akşam gittiğimiz barbekü partisi için hazırlamış olduğum keki sizlerle paylaşmak isterim.
Sosun bir yere bulaşmaması için aslında götürürken çok zahmet çektim ama lezzet olarak değecek bir kek oldu. Her ne kadar Özlem “ keşke Türk Kahvesi koymasaydın “ dediyse de bence güzel olmuştu.
Neyse canım arkadaşımı mı kıracağım bir daha ki sefere koymam, zaten yokluktan koymuştum :-) .

Malzemeler;
Kek için;
- 3 yumurta
- 1,5 su bardağı toz şeker
- ½ su bardağı sıvı yağ
- ½ su bardağı süt
- 1 paket kabartma tozu
- 3 çorba kaşığı kadar kakao
- 2,5 su bardağı un
Islatmak için;
- 1,5 su bardağı kadar süt
- 1 tatlı kaşığı nescafe
- 1 tatlı kaşığı Türk Kahvesi
- 1 tatlı kaşığı toz sıcak çikolata
- Eğer yeterli nescafeniz varsa 3 tatlı kaşığı nescafe yeterli, bende az olduğu için bu 3 karşımı kullandım.
Çikolata sosu için;
- 1 paket Dr. Oetker Çikolata Sosu, tarifinde 2,5 bardak süt diyor ama ben 2 bardak süt kullanıyorum.
En üst süsleme için 3-4 parça Nestle bitter çikolata

Yumurta ve şekeri en az 3 dakika kadar mikserde çırpınız. Bu karışıma süt, yağ, kakaoyu da ekleyerek bir müddet daha çırpınız. Daha sonra kabartma tozu karıştırdığınız unu eleyerek bu karışıma ilave edip iyice karıştırınız. Yağlı kâğıt serili yuvarlak kek kabına döküp 170–180 derecelik önceden ısıtılmış bir fırında yaklaşık 30–40 dakika pişirin.
Fırından çıkıp hafif ılınınca, kabından kâğıt ile çıkartıp ortadan ikiye kesip iki parçaya ayırın. Alt parçayı kâğıttan ayırıp servis yapacağınız kaba koyup nescafe karışımlı sütten her yeri ıslanacak şekilde üzerine dökün. Daha sonra pişirip hafif soğuyan çikolata sosunun yarısını iyice alt kata yayınız.
Kesilmiş bekleyen üst katı çikolata sosu döktüğünüz alt katın üzerine kapatıp üzerinde arta kalan Nescafe karışımlı sütü her tarafına yayılacak şekilde dökün. Sonra geri kalan çikolata sosunu kekin üzerine dökün ve yayılmasını sağlayın. En üstünü ise iyice soğuduktan sonra çikolata rendesi ile süslüye bilirsiniz.

Sağlıcakla kalın.

21 Aralık 2008 Pazar

Peynirli Poğaça

Peynirli Pogaca

Uzun zamandır yapmadığım bu poğaçalar bugün aklıma geldi , aslında ilk yaptığım zaman tarifini sizlerle paylaşmıştım ama bugün yapınca tekrar hatırlatma anlamında paylaşmak istedim.

Ekteki linkte tüm detayları bulabilirsiniz http://neseersoy.blogcu.com/pastahane-pogacasi_8305671.html

Sağlıcakla kalın.

Yumurtalı Domates Turşusu

Tadal Tursucusu

Vereceğim bu tarifin sahibi her zaman turşularımı almış olduğum Yeldeğirmeni'ndeki çeşmenin tam karşısında TAD-AL 'ın sahibi hanımefendi tarafından verildi. Özellikle fasulye turşusunu kavurma yapmak için bu dükkandan çok sık alırım , her defasında bana " gene kavuracaksın herhalde " der. Nasıl olurda her zaman aynı tad tutar bilmiyorum ama ne zaman fasulye kavurması yapsam arkadaşım Özlem " bunun tadı hiç değişmiyor , her zaman aynı tadı alıyorum " der, bu da demek oluyorki ben Özlem'e sık sık fasulye kavurması yapıyorum :-))

Turşucumun sloganı çok güzel ve bunu da sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim " Sebzeler Tarladan Turşular Abladan "

Sanırım 1 ay kadar önceydi gene fasulye turşusu almak için uğradığımda , arkadaş toplantısına gideceğini ve Karadeniz'li olan arkadaşının yumurtalı domates turşusu yapacağını onun için epey miktar domates hazırladığını söylemişti , tarifini detaylı olarak alıp bir sonraki gelişimde bana anlatacağını söylemişti.Bir kaç kere uğradığımda dükkanda kendisi olmadığı için tarifi alamadım , en sonunda dün kendisini buldum ve bu değişik çeşidin tarifini istedim ve 1/2 kilo domates turşusu alıp hemen denemeye karar verdim.

İşte aşağıda Abla'dan almış olduğum tarifin adım adım açıklaması . Bir daha ki yapışımda birkaç şeyde ben ekleyeceğim daha lezzetli olacağına şüphem yok , bilindiği üzere kendimden de birşeyler katmazsam olmaz :-)

Suda Domates Tursusu

Domates turşularını 4 parçaya bölüp tuzunun çıkması için akşamdan sabaha kadar suyun içinde beklettim , ara sıra suyunu değiştirdim.

Domates Tursusu Tabakta

Daha sonra yaklaşık 20 dakika kadar kısık ateşte turşuları haşladım ve soğuduktan sonra çok küçük parçalara doğradım. Buraya kadar olan işlemi evde yaptım geri kalanı bu akşam üstü barbeküye davetli olduğumuz arkadaşımız Dudularda pardon Özlem'lerde yaptım :-))

Doğramış olduğum turşulara 3 kaşık kadar un ekleyip iyice karıştırdım ve 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı koymuş olduğum teflon tepsiye bu karışımı döküp iyice yaydım . Üzerine bir kapta iyice çırpmış olduğum 2 yumurtayı düzgün bir şekilde dökerek kısık ateşte kızartıp bir kapak yardımı ile ters çevirip diğer tarafınıda kızarttım ve servis tabağına alıp sunuma hazır hale getirdim.

Bir daha ki sefere domatesin içine ay şeklinde ince doğranmış soğan ve kırmızı biber koyacağım , daha zengin bir lezzet olacağına eminim.

Sağlıcakla kalın.

20 Aralık 2008 Cumartesi

Dana Gulaş - Prag

Charles köprüsü/Parg

2007 senesinin Nisan ayında 3 bayan olarak yapmış olduğumuz harika Prag gezisini uzun zamandır yazmak istiyorum, sanırım epey de uzun bir zaman geçmiş :-).
Şimdilik bu harika fotoğrafa bakın geri kalanlar her zamanki gibi hikâyeleri ile inşallah yakın bir zamanda gelecektir :-).
Şimdi bu Prag bilgisinin tarifini vereceğim yemek ile ne alakası var diye düşünenlere sadece Gulâş’tan dolayı ( çünkü Gulâş Çek'lerin bir numaraları yemeği ) aklıma geldiğini söyleyebilirim.

Dana Gulas

Bu akşam yemekte sevgili Özlem’ler vardı. Her ne kadar “ gelmeyin bugün evde değilim sizinle uğraşamam “ desem bile dinletemedim “ bugün çalışıyorum, eve gidip yemek hazırlayamam, çoluk çocuk aç kalmasın size geleceğiz “ diyip tutulduktan sonra, benim de yapacak bir şeyim kalmadı :-).
Sabah saat 08,00 de işe gider gibi kalkıp mutfağa girdim saat 11,00 de tüm yemeklerim hazır saat 13,00 gibi de dışarıda olan bir arkadaş toplantısına dâhil oldum. Eve döndüğümde saat 18,00 ve sadece salatamı yaparak yemeklerimi halletmiş oldum, çok hızlıyımdır :-).
Uzun zamandır et yemeği yapmamıştım, geçen akşam dana gulâş aldım ve en güzel bol soğan ve domatesli olacağını, hele yanına birde sütlü tereyağlı püre yaparsam herkesin bayılacağın bildiğim için aşağıdaki tarife göre yukarıda fotoğrafı görünen leziz eti yaptım.
Tek kelime ile deneyin derim :-).

Malzemeler;

- 750 gram dana gulâş
- 3 adet kuru soğan ( ay ay doğranmış )
- 1 baş soğulmuş sarımsak
- 1 çay kaşığı beyaz biber
- 1 çay kaşığı kişniş
- 1 tatlı kaşığı kekik
- 3 domates ( rondoda kıyılmış )
- 1 çorba kaşığı domates püresi
- İstenildiği kadar tuz
- 1 çorba kaşığı tereyağı ve bir miktar zeytinyağı

Tereyağında ve zeytinyağında soğanlar yumuşayana kadar pişirilir. İçine kibrit kutusu büyüklüğünde doğranmış olan etler atılarak 5 dakika kadar sotelenir.
Bir kapta karıştırdığımız domates, domates püresi ve baharatlar diş diş soyulmuş sarımsaklarla birlikte çok az sotelenmiş et ile karıştırılıp düdüklü tencereye konur.
Düdüklü tencerede 25–30 dakika civarında pişirilir ve servise hazır duruma gelmiş olur.

Sağlıcakla kalın.

Paprika Salatası

Paprika Salatasi

Bu tarifi belki daha öncede vermiş olabilirim ama bugün yapınca tekrarlamak istedim. Lezzet harika , bence yemek sofralarınızda güzel bir çeşit olacaktır.

Malzemeler;
- Közlenmiş 3 adet paprika biberi ( ben konserve kullandım )
- 1 çay bardağı kadar kırılmış ceviz
- istenildiği kadar dereotu
- istenildiği kadar nar ekişisi ve zeytinyağı

Paprika biberleri ve dere otları ufak parçalar halinde doğranıp ceviz , nar ekşisi ve zeytinyağı ile karıştırılp servis kabına konularak sunuma hazır hale getirilir.

Sağlıcakla kalın.

15 Aralık 2008 Pazartesi

Sucuklu Kurufasulye / Esra'nın Anısına Pastırma Sucuk Ye # 40

Bu yemeği bir sene önce aramızdan ayrılan blogcu arkadaşımız Esra’nın anısına sizlerle paylaşıyorum ve aynı zamanda http://ninomutfakta.blogspot.com/2008/11/esramizin-anisinapastirma-sucuk-ye40.html vermiş olduğum linkin sahibi sevgili Nihan’nın güzel etkinliğine de katılmış oluyorum.

Esra ile karşılıklı hiç yorumlaşmadık, kendisini maalesef ki aramızdan ayrılmasından sonra tanıdım, ama özellikle son yazılarını okuduktan ve uzun süredir tanışıp onun hakkında yazılar yazan diğer blogcu arkadaşlarımdan edindiğim bilgilerden sonra sanki çok çok önceden tanıdığım birisi olarak kabul ettim. İşte bu sebepten bu etkinliğe katılmak boynumun borcu oldu.

Kurufasulyelerim sevgili arkadaşım Özlem tarafından Arife günü getirildi. Onlara da Erzurum İspir’den gelmiş. Bu tür fasulyeleri yedikten sonra normal kurufasulye cinslerinin hiç çekiciliği kalmıyor.

Malzemeler;

- 2 su bardağı kurufasulye
- 1 baş kuru soğan ( yemeklik doğranmış )
- 2 adet parmak sucuk ( ortadan ikiye bölünüp dilimlenmiş )
- 1 çorba kaşığı salça
- 1 çorba kaşığı tereyağı
- 1 çorba kaşığı zeytinyağı
- İstenildiği kadar tuz

Fasulyeleri 5-6 saat önceden sıcak suda beklettim. Düdüklüde soğanları yağda harlı olmayan ateşte kavurup üzerine sucukları ve salçayı koyarak bir müddet daha kavurdum.Bu karışıma yıkanmış olan fasulyeleri ve tuz ekleyip üzerinden çıkacak şekilde su ilave ederek yaklaşık düdüklü tencerede 20-25 dakika kadar pişirdim. Aslında daha kısa zamanda yeterliymiş, çünkü çok çabuk pişen bir fasulyeymiş.

İspir fasulyesinin ıslatılma şekli hakkında biraz önce bir web sitesinde süt ve 1 kesme şeker ile 1 gün boyunca ıslatılıp daha sonra pişirilmesi gerektiğini ve pişen kurufasulyeyi de yaklaşık 20 dakika kadar toprak güveçte ağzı alüminyum folyo kapanarak fırında pişirmeye devam edilmesi gerektiğini okudum. Bir daha bu şekilde deneyeceğim.

Sağlıcakla kalın.

14 Aralık 2008 Pazar

Dereotlu Ve Anasonlu Topçuklar

Dereotlu Ve Anasonlu Topcuklar

Bu akşamüstü aniden aklıma gelerek yapmış olduğum ve inanılmaz bir şekilde akşam yemeğinde eşimle ekmek niyetine kaç tane yediğimizi sayamadığımız çok lezzetli topçuklarımı size tanıtacağım- aslında çayla yense daha güzel olurdu ama biz dayanamadık :-)

Bu ay almış olduğum Lezzet Dergisi’nin ekinde bulunan küçük kitapçıktaki tariflerden bir tanesi. Ben yağını az tutup ek olarakta anason ekledim ve maalesef evde taze dereotu olmadığı için kuru dereotu kullandım.

Son derece pratik, kısa zamanda pişen ve adet olarakta çok fazla olmayıp iki kişi için ideal olan bir tarif. Kalabalık misafirler için miktarları ikiye katlamak gerekebilir.

Malzemeler;

- 1 çay bardağı sıvı yağ ( ben zeytinyağı kullandım )
- 1 çorba kaşığı tepeleme yumuşak margarin veya tereyağı ( ben Becel kullandım )
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 1 yumurta ( akı hamura, sarısı üzerine )
- 1 çay bardağı yoğurt
- 2,5 su bardağı kadar un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çorba kaşığı kadar kuru dereotu
- 1 çorba kaşığı kadar anason
- 1 çay kaşığı kadar mahlep

Yumurtanın akı, sıvı ve katı yağ, yoğurt, dereotu, anason, mahlep ve tuz iyice karıştırılır. Bu karışıma un ( önce 2 bardak ekleyin, geri kalanını hamurun oluşumuna göre katarsınız )ve kabartma tozu karıştırılarak bir süre yoğurun. Fırın kâğıdı serili tepsiye ceviz büyüklüğünde topçuklar haline getirip koyun ve üzerine yumurta sarısını sürüp 170 derecelik fırında yaklaşık 20–25 dakika pişirin.

Sağlıcakla kalın.

Patlıcan Ezme

Patlican Ezme Salata Jpg1

Kolay ve birazda hazıra kaçan bir meze türü.
Aslında tamamı bana ait olarakta yapmıştım ama sanırım zamansızlık ve hazırların özenle yapılıp marketlerde bizlere sunulması biraz tembelleştiriyor :-)
Hazır olan sadece patlıcan - daha ne olsun dediğinizi duyar gibiyim J, ama haksızlık etmeyin eklemeler bana ait, hele tahin eklenmişini, daha önce ben bile duymadım. Ama deneyin derim, çünkü tadanlar çok beğendi.

Malzemeler;

- ½ kavanoz közlenmiş patlıcan ( ben Sera marka kullandım, tavsiye ederim )
- 1 diş sarımsak ( dövülmüş )
- 2 çorba kaşığı kadar tahin
- 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
- İstenildiği kadar tuz
- Üzeri için zeytinyağı ve kırmızıbiber

Patlıcan, tahin, sarımsak, tuz ve zeytinyağını patlıcanlara iyice ezilmiş kıvama gelene kadar karıştırıyoruz.
Servis tabağımıza alıp üzerine zeytinyağında karıştırdığımız kırmızıbiberi geçirip servise hazır duruma getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Cevizli Kabak ve Salatalık

Kabak Ceviz Meze

Arife gününe ait, akşam yemeğine gelen misafirlerime acilen hazırlamış olduğum bir meze türü.

Aslına bakarsanız evde 1 adet dolmalık kabak ve 1 adette salatalık kalmıştı, değerlendirmenin ve menüyü zenginleştirmenin en iyi yolu diye düşülen bir çeşit olarak ortaya çıktı :-)

Malzemeler;

- 1 adet dolmalık kabak ( rendelenmiş )
- 1 adet salatalık ( rendelenmiş )
- 5–6 adet kırılmış ve ufalanmış ceviz
- 1 diş iri sarımsak ( dövülmüş )
- 2 kaşık yoğurt
- İstenildiği kadar tuz
- Üzeri için zeytinyağı, nane ve kırmızıbiber

Rendelenmiş olan kabağı ve salatalığın suyunu iyice süzüp içine tüm malzemeleri karıştırıyoruz.

Servis tabağına koyduktan sonra üzerini zeytinyağında karıştırılan nane ve kırmızıbiber ile süslüyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Sebzeli Tavuk Haşlama

Tavuk Haslama

Çok çabuk yapılan ve lezzetli bir tencere yemeğini sizlerle paylaşmak istedim.
Bu yemeği yapalı epey zaman , yayınlamak ise bugüne kısmet oldu.

Malzemeler;

- 1 adet tavukgöğsü ( irice doğranacak )
- 2 adet orta boy patates ( irice doğranacak )
- 2 adet orta boy havuç ( irice doğranacak )
- 2 adet yeşil sivri biber ( irice doğranacak )
- 1 adet domates ( kabukları çıkartılıp doğranacak )
- 1 çorba kaşığı domates püresi
- İstenildiği kadar tuz ve karabiber
- Süslemek için, nane ve dereotu

Tüm malzemelerimizi düdüklü tenceremize çiğden koyup 1 su bardağı kadar da su ilave edip yaklaşık 10–15 dakika pişirip servise hazır duruma getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

11 Aralık 2008 Perşembe

Bir Bayram Nasıl Geçti-Fasıl,Yılbaşı Ağacı,Arog,Çömlek-Taşfırıda Kurufasülye

Bu bayram İstanbul dışına çıkmadan epey hareketli geçti diyebilirim. Cumartesi gecesi Kuzenlerle olan bir Fasıl muhabbeti sabah karşı eve dönüş ile noktalandı . Yorucu ama uzun zamandır yapılmayan tarzda bir eğlence hepimize çok güzel geldi :-) Hatta Kuzenlerle bayramın birinci ve ikinci akşamları birlikte olduğumuz için gecenin anları sürekli konuşulup gülündü:-)
Mekanımız Kadiköy Balık Pazarı içinde bulanan Ali Baba Restaurant ve gecenin ilerleyen vakitlerinde Çiftahavuzlar'daki Buz Bar ve son olarakta Kızıltoprak'taki Vahap Usta'da kokoreç . Maalesef o geceye ait burada yayınlabileceğim fotoğraflarım yok ama Kadiköy Balık Pazar'ında gidilebilecek çok güzel yerler mevcut hem çarşının zevkini alıyorsunuz hem de balığın :-)

Pazar akşamı için sevgili arkadaşım Özlem'ler bize Arife akşamı yemeğine geldiler . Bayramda görüşemeyeceğimiz için öncesinden bayram kutlaması yaptık. Ayrıca biricik kızlarını da epey çalıştırıp aşağıdaki fotoğrafta bulunan yılbaşı ağacımızıda hazırlattım , " ellerine sağlık İpek'cim , ama biliyorsun kaldırması da sana ait :-))" Yemeğimizi yiyip çayımızı ve pastamızı yedikten sonra hep birlikte İpek'in yeni aldığı XL Tabu oyununu oynadık ve neredeyse gözlerimizden yaşlar gelene kadar güldük.
Eğer ailece ve arkadaş arasında oyun oynamayı seviyorsanız bu oyunu şiddetle tavsiye ederim , normal Tabu oyununda çok daha eğlenceli.

Bayramın ilk gününü annelerin ve diğer aile büyüklerinin ziyareti ile en son büyük dayının evinde hemen hemen tüm aile toplanarak bitirdik. Her gittiğimiz yerde tatlı ve kahve ikramları son derece güzeldi.
İkinci gün öğlenden sonra gibi ziyaretlerimize başladık ve gene tüm aile üst kat komşum olan teyzemizin evinde akşam yemeğinde toplanıldı. Yemek sırasında Kuzenler Arog'a yer bulmak için araştırma yapıp Ataşehir Sinemalarında yer ayarladılar ve çoluk çocuk 4 araba biz gece seansına yola çıktık.
Büyük heyecanla uzun zamandır reklamı yapılan flimi bekliyordum ama maalesef hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Tüm salon sadece bir sahnesinde kahkaha ile güldü , diğer sahnelerde sadece tebessüm ettim. Çekimler ve kullanılan teknolojiye diyecek hiç bir sözüm yok , ama Gora çok çok daha komik bir flimdi. Ama bu yorumlar bana ait , belki seyredip çok gülenlerde ve Gora'dan daha güzeldi diyenler olabilir. Görüş ve etkilenme herkez için farklı olabilir.
Üçüncü gün tüm aileyi akşam yemeğinde ben ağırladım . Kurban Bayramında konuklarıma balık yaptım :-) Biraz garip ama ne yapayım sabah Balık Pazarına gittik Çinekoplar çok güzeldi , etten ya da tavuktan çok daha cazip geldi :-)

Bugün ise epey koşuşturmalı geçti diyebilirim.Sabah Beyaz Fırın Çiftehavuzlar şubesinde güzel bir kahvaltıdan sonra Koçtaç/Kartal'dan bazı eksiklerin giderilmesi ile devam etti ve aile büyükleri ile birlikte diğer büyüklere yapılan son ziyaretlerin ardından akşam yemeğini çok beğenerek ara sıra gidip kurufasülyesini yediğimiz Çömlek'te yedik.
Çömlek geçen senelerde Kısıklı meydanında Camii'nin hemen altındaydı . Çamlıca tepsinde açmış oldukları yere bu akşam ilk defa gittik . Daha önce kanatçı olan çok büyük bir mekana taşınmışlar ama lezzet her zamanki gibi çok güzel.

Menüsü sadece kurufasülye ile kalmıyor ızgara çeşitleri de mevcut , ama benim için orada yenecek tek menü , kurufasülye ( porsiyon 7,00 ytl ) , tereyağlı pilav ( porsiyon 4,00 ytl ) ve turşu ( porsiyon 4,00 ytl ).
Fiyat olarak diğer meşhur Hüsrev Kurufasülyecisinden çok uygun , ayrıca bence daha bol etli ve daha az yağlı. Ama Hüsrevinde tadı güzel onu da inkar edemem :-)


İşte bir Bayram böyle çarçabuk geçti ve yarın iş başı . Neyseki 1 gün çalışıp haftasonu tatili gelecek :-)
Umarım her Bayram böyle güzel ve hareketli geçer , bu temennim herkes için.
Sağlıcakla kalın.



9 Aralık 2008 Salı

Zeytinyağlı Ispanak


Denemenizi önerdiğim bir başka yemek. Bu yemeği Arife akşamı yemekte birlikte olduğumuz sevgili Özlem’ler için yapmıştım. Tabii ki her zamanki gibi sadece Özlem ve ben yedik, nedense eşler sebzeye öcü gibi bakıyorlar :-)

Malzemeler;

- ½ kilo ıspanak ( iyice yıkanıp doğranmış )
- 1 büyük baş kuru soğan ( ay ay doğranmış )
- 5 diş sarımsak ( doğranmış )
- 1 adet havuç ( minik minik kesilmiş )
- 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- 1 çorba kaşığı kadar pirinç
- İstenildiği kadar tuz ve kırmızıbiber

Soğan ve sarımsakları zeytinyağında çok az kavuruyoruz, diğer tüm malzemeleri de ekleyip hiç su koymadan düdüklü tencerede düdüğü öttükten sonra kısık ateşte yaklaşık 5 dakika kadar pişirip, soğuduktan sonra servise hazır hale getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Sarımsaklı Pırasa Kavurması


Pırasa bu şekilde de çok lezzetli oluyor, bence tam mevsimi değişiklik adına denenebilir.

Malzemeler;
- 6–7 adet pırasa
- 2 diş sarımsak ( rendelenmiş )
- 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- İstenildiği kadar tuz ve kırmızıbiber

Zeytinyağında yumuşayana kadar sarımsağını eklediğimiz küçük küçük doğradığımız pırasaları kavuruyoruz. Piştikten sonra tuzunu ve biberini ekleyip servise hazır hale getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Fırında Dolma


Herkesin güzel bir Bayram geçirmesi temennisi ile arta kalan 2 adet kabak 1 adet biber dolmasını cazip hale getirerek afiyetle yedirdiğim bir fırın yemeğini tanıtmak istiyorum :-)

Kalan yemekleri allayıp pullayıp yeni bir çeşit gibi sofraya getirmekte üstüme yoktur, tanıyanlara sorabilirsiniz :-)

Fotoğrafta görmüş olduğunuz nar gibi kızarmış fırın yemeği daha önce son derece sade biçimde tencerede pişmiş hepimizin yapmış olduğu tarzda kabak ve biber dolması yemeğiydi.

Akşam evde yemek olmayıp ve bu dolmalarında pek ilgi çekmeyeceğini tahmin ettiğim için, dolmaları dilim halinde üçe böldüm ve fırın kabına koyup ısınana kadar fırında beklettim, ısındıktan sonra üzerilerine dilimlediğim kaşar peynirleri koyup hafifçe erimeye başladıklarında fırının ızgara bölümünü açarak çok az kızarmalarını sağladıktan sonra servise hazır hale getirdim.

Gayet lezzetli ve şık bir yemek oldu, bence değerlendirme adına başarılı bir adımdı :-)

Sağlıcakla kalın.

1 Aralık 2008 Pazartesi

Peynirli Börek


Daha öncede yapıp tarifini verdiğim bir börek , yapımı çok kolay olduğu için bu seferde peynirli olarak yaptım ve sizlerle paylaşmak istedim.Tarifine buradan ulaşabilirsiniz.
Sağlıcakla kalın.

30 Kasım 2008 Pazar

Sıcak Bir Buluşma - Tünel

Bugün uzun zamandır görüşemediğim çok sevdiğim dostum ve arkadaşım Burcu ile buluştuk. Eskiden aynı yakada otururduk ve hemen hemen her cumartesi günü Bağdat Caddesi sefamız olurdu ve mutlaka Şaşkınbakkal'daki Schlotzky's Deli de Orginal Sandwich yiyip uzun uzun sohbet ederdik. Eee sonrası tabiki ufakta olsa alışveriş her bayan gibi :-))Ama şimdi farklı yakalarda oturduğumuz ve yoğun iş temposunda olduğumuz için çok sık görüşemiyoruz , ama görüştüğümüz zaman bıraktığımız yerden devam ediyoruz:-))
Dün aniden verilen bir karar ile önce Sultanahmet civarında buluşmaya karar verdik , ama maalesef ben Bostancı-Göztepe civarlarında E5 trafine mağruz kalınca ( bilginiz üzere az olan alışveriş merkezlerine bir tanede Optimum Outlet eklendi buda zaten var olan trafiği nerdeyse üç katına çıkardı ) buluşma rotamız Taksim'e çevrildi. Üsküdar-Beşiktaş hattından kısa bir zamanda Taksim'e ulaştım ve İstiklal Caddesi'nin o muazzam ama o derecede güzel olan kalabalığını geçerek Tünel'e vardım ve sevgili arkadaşım Burcu ile buluştum.
Nerede oturalım diye düşünürken The House Cafe 'de karar verdik , çokta iyi etmişiz , çok ucuz bir mekan değil ama sıcak bir ortam , özellikle bizim oturduğumuz cam kenarı çok güzeldi diyebilirim. Yiyecek ve içecek konusunu tamamen Burcu'ya bıraktım çünkü mekan onun mekanıydı :-) .Yiyecek kısmını anlatmıyorum " çünkü fotoğrafını çekemedim:-( " ,lezzeti mükemmeldi.
Ama içeceği paylaşmadan geçemeyeceğim.
İşte görmüş olduğunuz bu güzelliğin adı " Light Naneli Limonata " aslında meyva bardağı da denebilir :-) Lezzeti çok güzel ve değişik , bol buzlu ve içerken içinizi ferahlatıyor. Eminim sıcak yaz günleri için en ideal içeceklerden bir tanesi.
Bunu en kısa zamanda evde deneyeceğim ama önce bu boyutta bardak almam lazım. Şimdi eşimin " yaa zaten hiç bardağımız yok iyi olur " dediğini duyar gibiyim:-))
Uzun uzun sohbetimiz sonucunda bir Tünel klasiğimiz haline gelen Lale Plak'a girdik . O küçücük mekan içinde öyle zenginlikler barındıyorki ancak görmeniz gerekir kelimelerle anlatılacak gibi değil. İçinde bulunan kişiler ne aradığınıza ve istediğinize her zaman yardımcı olan kişiler . Bu ilgi ve alaka sevgili Burcu'nun tadıkları olması sayesinde değil , dışardan gelen ve tanımadıkları müşterilere de aynı özeni gösteriyorlar .
Dünya ve Geleneksel Türk Müzikleri dışında esas olarak bir Klasik Müzik ve Caz zenginliği. Çekmecelerden çıkan her CD ayrı bir güzellikte , insan maaşı alıp sonrada gelip burayamı yatırsam diye düşünebilir:-)
Yukarıda fotoğrafta gördüğünüz, besteci Can Atilla' ya ait son çıkartmış olduğu CD . Bundan önceki 2 CD sini severek dinliyorum " Sultanlar Aşkına" ve " Aşk-ı Hürrem" . Bu CD ile ilgili geçenlerde bir yazı okumuştum ve ne zamandır almayı planlıyordum , bugün Lale Plak'tan bu CD'yi edindim. Bu CD'nin müzikleri ilk Türk Bale'si olan Çağrı için Can Atilla tarafından bestelenmiş ve Mersin Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye konulmuş. İstanbul' a gelirse , umarım haberdar olurum , kesinlikle kaçırmak istemem . Müzikler çok hoşuma gitti , dinlemeye değer bir yapıt.
Lale Plak'tan çıkıp eve dönüş yoluna İstiklal Caddesi'nden geçerek devam ettik. Ama Beyoğlu'na gelipte aşağıda fotoğrafı bulunan çocukluğumdan bugüne gelen tarihi Beyoğlu Çikolatası almadan eve dönülürmü , hele evde çikolata delisi bir eş beklerken :-)
Aslına bakarsanız lezzeti şu anda marka olarak marketlerde bulunan bazı çikolatalar kadar güzel değil ama nedendir bilinmez sanırım bende Beyoğlu ile bütünleştiği için ayrı bir yeri vardır. Bildiğim kadar ile bu çikolata 1950'lerden beri satılmaktaymış , eeee o zaman gerçekten tarih. Satıldığı yerler ise küçücük ve tepeleme özellikle fındıklı ama azda olsa fıstıklı çikolata ile dolu büfe tarzında dükkanlardır. Bu dükkanlarda hemen hemen başka satılan hiç birşey yoktur . Bu çikolataların ayrı bir özelliği de İstiklal Caddesi haricinde hiç bir yerde satılmamasıdır , en azından ben başka hiç bir yerde görmedim.
Çikolatamı da aldıktan sonra Burcu beni Beşiktaş dolmuşlarına kadar , başka bir yere gitmeyeyim diye :-) , bıraktı.
Canımcım en kısa zamanda tekrar çok güzel bir gün geçirmek dileğiyle.

Sağlıcakla kal.

29 Kasım 2008 Cumartesi

Ezogelin Çorbası

Uzun zamandır yapmak istediğim ama nedense Ezogelin Çorbası kebapçılarda lezzetli olur düşüncesiyle evde uygulamadığım bir çorbaydı. İlk olarak geçen hafta yaptım ikinci olarak da bugün. Tam olarak tarifini sevgili arkadaşım Nur verdi, aslında sarımsakta konulabileceğin kendisinin eklediğini söyledi ,ama ben iki seferdir de sarımsak kullanmıyorum, nedense sarımsağı çok sevmeme rağmen bu çorbaya tatmamış olsam bile yakıştıramıyorum, insan bazen sabit fikirli olabiliyor :-)

Malzemeler;

- 1 su bardağı kırmızı mercimek
- 1 çay bardağı bulgur
- 1 orta boy soğan ( yemeklik doğranmış )
- 2 adet yeşil sivri biber
- 1 adet orta boy domates
- 1 çorba kaşığı domates salçası
- 1 tatlı kaşığı biber salçası
- 2 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- 2 çorba kaşığı kadar tereyağı
- Bol nane
- Kırmızıbiber
- İstenildiği kadar tuz

Soğanları zeytinyağında hafifçe solana kadar kavuruyoruz, içine doğramış olduğumuz sivri biberleri ve domatesleri atıp ocağı kısık konuma getirip tenceremizin kapağı kapalı halde bir müddet pişiriyoruz. Tenceredeki malzememize domates ve biber salçasını katıp bir süre karıştırıyoruz. Bu malzemelerin üzerine yıkamış olduğumuz mercimek, bulguru, tuzu ve üzerinden çıkacak kadar su ilave edip pişene kadar kısık ateşte kaynatıyoruz. Suyunu çekeceği için ara sıra sıcak su ilave etmek gerekiyor. Başka bir kapta tereyağını eritip yaklaşık 2 çorba kaşığı nanemizi yağa ilave edip çok yakmadan ,çok düşük derecede parçalayıcıdan geçirilmiş olan çorbamıza ilave diyoruz.
Servis sırasında da çorbamızı gene tereyağında kızdırdığımız nane ve kırmızıbiber ile süslüyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Kahverengi Domatesli Salata

Geçen pazar günü haftalık alışveriş için markete gittiğimizde bugüne kadar hiç görmediğim bir domates cinsi ile karşılaştım. Bu domatesin gerçek adını bilmiyorum , zaten markette de sadece domates diye adlandırmışlardı. Bu yazımı yazmadan önce internetten araştırıyım dedim ama net olarak bir bilgiye rastlamadım , bazı sayfalar Kırım domatesi , bazıları siyah bazıları da kahverengi domates diye bahsediyor . Bana kahverengi daha güzel geldiği için ben Kahverengi Domates diye adlandırdım.

Dokusu epey sert ve hala dolapta 2 tane var ve hiç yumuşamadı , bu da aklıma hormon katkılımı acaba diye bir soru getirmiyor değil aslında. Neyse bir kere denemekten birşey olmaz gibi bir düşünce ile içimi rahatlatabilirim :-)Dış görüntüsü çok dekoratif , fotoğrafta çok net belli olmayabilir ama koyu kırmızı zemin üzerine kalın ama düzensiz kahverengi çizgiler mevcut , boyutu kiraz domesteler gibi ama kabukları onlardan daha sert .

Bu değişik domates yeşillik , peynir ve ceviz karışımında ise akşam yemeği salatam oluverdi :-) Ve her zamanki gibi eşim bir lokma bile almadan koskoca kase salatayı ben bitirdim , yakında meee diye ortalarda dolaşabilirim :-)

Sanırım arife tarif gerekmez , fotoğtaf herşeyi anlatıyor , ama salatalarınızda mutlaka sızma zeytinyağı kullanmanızı öneririm . Ben yaz tatlimiz sırasında Cunda Adasında bulunan Has Zeytincilik'ten ( buradan hemen hemen her sene alırız , hatta kargo ile bile yolluyorlar ) almış olduğım sızma yağı kullanıyorum .ilk 5 lt.lik tenekem bitti , 2. kutu kullanıma açıldı , o da bitince telefon ile isteme zamanı geliyor:-)

Sağlıcakla kalın.

28 Kasım 2008 Cuma

Bir Doğum Günü Yemeği - Maria'nın Bahçesi

Biz 5 arkadaş yaş günlerimizde gece ya da gündüz toplanıp değişik mekanlarda yemek yiyoruz - ee tabi yaşgünü sahibi de hepimizin vermiş olduğu ufak bir mebla ile epey seviniyor:-) . Dün akşam daha önce arkadaşlarımızdan birisinin çokca gittiği ama uzun zamandır uğramadığı , atmosferini seveceğimizi söylediği bir mekana gittik.Burasını daha önceleri sahil yolundan geçerken " genelde Özlem'lere giderken :-)) " görüyordum ama hiç gitmemiştim.
Yer Anadolu yakasında Küçükyalı sahilinde , Maria'nın Bahçesi . Bu güzel restaurantın sahibesi Maria Ekmekçioğlu ,Bayan Maria'yı görme fırsatımız olmadı ama arkadaşım mutfaktan etrafın dekorasyonuna kadar kensinin ilgilendiğini , hatta bir garsona kendisini sorduğumuzda mutfakta olduğunu söyledi.
Mekan olarak tam bana hitap eden şıkırtılı bir yer , sanırım benim ruhumda şıkırtılar var ve ilerleyen yaşımda tam bir kokoş olacağım:-))

Etraf tam yılbaşı gibi süslenmişti . Fotoğrafta görünen şöminen başında kaç tane fotoğraf çektirdik bilmiyorum:-)) Bahçeden ilk girişte kocaman fanus içinde üzerine karlar yağan bir Noel Baba karşılıyor size ilerledikçe yılbaşının tüm ihtişamlı süsleriyle içeri giriyorsunuz.Her masaya koskocaman canlı topraklı çiçekler konulmuş , ama en zarifi bizimkiydi çünkü bizim masamızda orkide vardı .-))Masa düzeni çok sıcak , kullanılan tabaklar sıradan değil masa örtüsü ile aynı renkleri taşıyor.

Sanırım artık yavaş yavaş karnımızı nelerle doyurduğumuz konusunda küçük notçuklar vermenin zamanı geldi. İşte en can alıcı konu:-))Yukarıdaki fotoğraf tabağıma ilk aldıklarım , hepsi Ege ve Girit usulü yapılmış ve lezzetlerini gerçekten çok beğendim .Önde sağda bulunan Midyeli Lahana Dolması , daha önce ne duydum ne de yemiştim .Sağ yukarda Girit Usulü Pilaki , lezzetli. En tepedeki Kabak Çiçeği Dolması , zaten sevdiğim bir lezzet , ama evde yapabilme gibi bir şansım maalesefki yok. Ortada İsli Peynir, çok severim ama benim için çok tuzluydu . Sol yukardaki Marine Fener Balığı , müthiş . Ve sol aşağıdaki Girit Dolması , Maria'nın web sitesinden sizler için tarifini aldım ;
GİRİT DOLMASI
MALZEME;1 kg kırmızı Florinis biber
6 adet bostan patlıcan
1 Kahve Fincanı Zeytinyağı
Limon
Tuz
HAZIRLANIŞI;
Florinis biberler ateşte közlenir.
Patlıcanları közlüyoruz.
Patlıcanları soyup biberleri dolduruyoruz.
İlk tabak bitiminden sonrakiler :-) Çok lezzetli bir salata -servisi ben yaptım belkide onun için lezzetlidir:-)) ve yanında Mantarlı Tereyağında Karides . Buna fazla denecek bir şey yok , yemek ve tatmak lazım :-)

Her ne kadar bu fotoğrağ flu çıkmış olsa bile paylaşmak istedim. Bu güzelim Ot Tabağındakilerin lezzeti harikaydı. Özellikle en önde gözüken Zaho Otu , sadece ot değil içinde kuru incirde vardı ve tadı çok değişik ve güzeldi. Zaho Otu Ege'ye mahsus olan bir otmuş , otları çok sevmeme rağmen daha önce hiç duymamış ve tatmamıştım.

Maalesef bu fotoğrafımda çok flu çıktı , etraf loş olduğu için bende belli bir programda parlamadan çekmeye çalıştığım için böyle bir sonuç elde ettim:-((. Neyse isteyen Maria'nın Bahçesinin web sitesine girip bu mutteşem görüntüyü net olarak görebilir. Daha öncede Izgara Kalamar yemiştim ama bu lezzette ve sunumda hiç görmemiştim. Masaya ilk geldiğinde hepimiz " aa bu ne " edasıyla mırıldandık :-))Bu muhteşemin adı Kalamar Akordeon , adı gibi neredeyse al eline ve çal :)) İşte sizler için gene siteden bir tarif alıntısı . Tabi evde ne kadar başarılı olur bilmiyorum ama denemekte yarar var.
KALAMAR AKORDEON
MALZEMELER:
Kavala Kalamarı350gr kalamar
2şişe soda veya bira
1/2kahve fincanı zeytinyağı
1/2demet fesleğen saksıdaki fesleğen daha hoş koku bırakır
1tatlı kaşığı kekik
HAZIRLANIŞI:
Kalamarı 3 saat boyunca soda veya birada bekletin yumuşaması için
Sodadan çıkarıp gece boyunca z.yağı fesleğen ve kekikle marineye yatırın.
Kalamar yıkanmadan ızgaraya atılır iç bölümü pişsin diye üst kısmını yarıyoruz
İşte gecenin en özel bölümü ; sevgili arkadaşım Özlem'den bizlere sunulan süpriz. Daha önce yayınlamış olduğum Bir Cumartesi İstanbul Gezisi yazımda Kapalıçarşıya gitme sebebimizden açıkca bahsedememiştim , şimdi hepsi sahiplerini bulduğuna göre açıklayabilirim . Kapalıçarşıya fotoğrafta gördüğünüz Paşminalar için gitmiştik. Ama Paşminalar tabiki göründüğü gibi değil her yerde satıldığı gibi düm düz olarak alındı.
Günlerce Özlem'in tabiri caizse kafasının etini yedim " ne yapacaksın " diye sorarak ya da tahminlerde bulunarak . Ama kesinlikle böyle bir güzellikle karşılacağım aklıma gelmemişti. Çok şık duruyor , özellikle benim rengim siyah ile birlikte muhteşem. Bugün işe giderken siyah gömleğimle kullandım çok hoş durdu.
Dün gece hepimiz boynumuzda rengarenk bu süslü Paşminalarla çok güzel fotoğraflar çektirdik. Ellerine sağlık canım arkadaşım , severek kullanacağım , ve devamını da beklerim :-))İşte böyle güzel bir doğum günü gecesinide bitirdik .
Ama şunuda eklemeden geçemeyeceğim , eğer bu mekana gitmek isterseniz ay başını tercih edin , biraz tuzlu bir mekan :-)) şimdi bu yazımı okuyacak olan doğum günü grubu arkadaşlarımın yüzündeki gülmsemeyi hisseder gibi oldum :-)), ama bir kere olsun özel bir gün için gidilebilir.
Sağlıcakla kalın.

25 Kasım 2008 Salı

Damla Çikolatalı Kek

Eşim tatlı ve kek türlerine özellikle çikolatalı olanlara çok düşkün, benim tatlı ile aram pek olmadığı için yapmakta pek aklıma gelmez. Ama bu hafta sonu dışarıdan alıp yiyeceğine evde bir kek yapayımda yesin dedim ve yaptığım kek benim bile hoşuma gitti :-))
Ama itiraf ediyorum unu için Kekun’u kullandım. Sade Kekun çok ucuz yaklaşık 2,5 YTL ama içine konan malzemeleri düşünürsek sonuç pekte ucuz değil ki bu durumu sevgili arkadaşım Özlem çok iyi bilir :-)).

Malzemeler;

- 1 Paket Sade Kekun
- İçine konacak olan malzemeler kutunun üzerinde sırayla yazıyor ama ben yağ olarak sadece 1 su bardağından 1 parmak az zeytinyağı kullandım, margarin kullanmadım.
- Ek olarak 1 çay bardağı kadar kakao
- 1 çay bardağı kadar damla çikolata

Tüm malzemeleri tarife göre karıştırdıktan sonra yarısını yağlanmış büyük boy kare borcama döküyoruz. Geri kalan yarısını kakao ile iyice karıştırıyoruz. Kakaolu karışımı Damla çikolataların bir kısmını dizdiğimiz beyaz kek hamurunun üzerini kaplayacak şekilde döküyoruz. En üstüne gene damla çikolataları serpip önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında pişene kadar tutuyoruz.
Benim gibi tatlı ve kekten anlamayanlar için çok kolay ve bir o kadar da lezzetli bir çeşit.

Sağlıcakla kalın.

23 Kasım 2008 Pazar

Sütlü İrmikli Kabak Çorbası


Bugün hafta arası yemeklerimi hazırlıyordum ve aralarında uzun zamandır yapmadığım kabak ve biber dolması da vardı. Kabakları dolma için oyduktan sonra içlerini de mücver yaparım diye bir kenara ayırdım. Ama her zamanki huyum 5 dakika için yapılacak yemek başka bir şekil aldığı için mücver fotoğrafta görmüş olduğunuz çorbaya dönüştü :-)

Ama çorbanın içindekiler tamamen doğaçlama ( her zamanki gibi :D ) , sonuç ise çok lezzetli , yapılabilir ve bence hatta hemen deneyin :-))

Malzemeler;

- 3 kabak içi – rondodan geçirilmiş ( 2 tane tam kabakta kullanılabilir)
- 1 kuru soğan – rondodan geçirilmiş
- 1 diş sarımsak
- ½ litre süt ve 1 su bardağı kadar su
- 2 çorba kaşığı irmik
- 1 avuç kadar taze dereotu
- 1 çorba kaşığı zeytinyağı
- 1 tatlı kaşığı kadar tereyağı
- İstenildiği kadar tuz

Soğanları hafif pembeleşene kadar zeytinyağında kavuruyoruz, içine rondodan geçirilmiş kabak ve dereotlarını koyuyoruz tencerenin kapağını kapatıp ve ocağın altı kısıp bir süre pişmelerini sağlıyorsunuz. Ayrı bir kapta irmiğe 1 bardak sütü ilave edip iyice karıştırıyoruz. Bu karışımı kabağın içine döküp iyice karıştırıyoruz daha sonra kalan sütü ,ezilmiş sarımsağı, tereyağı ve tuzu da ilave edip ara ara karıştırarak pişiriyoruz. Katılaştığını hissettiğimiz zaman sıcak su ilave ediyoruz ve piştikten sonra parçalayıcıdan geçirip servise hazır duruma getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Kuru Domates Salatası

Kuru domatesin tadını çok seviyorum ama sert olması sebebi ile bazen yemesi zoruma gitmiyor da değil :). Bu sebepten dolayı sanırım yaklaşık 2 ay önce fotoğraftaki salatayı haşlayarak yaptım ve sonuç şahitlerim olduğu için açıkça söyleyebilirim mükemmel oldu :))

Malzemeler;
- 1 su bardağı kadar kutu domates
- 1 çay bardağı kadar bezelye
- 5–6 adet ceviz
- Kekik, fesleğen, limon, tuz, ezilmiş 1 diş sarımsak, zeytinyağı

Kuru domatesleri ve bezelyeleri ayrı ayrı tencerelerde çok az su ile haşlıyoruz ( haşlama kıvamı sizlerin damak zevkine kalmış ) . Haşlanmış domateslerin kabuklarını soyup birkaç parçaya doğruyoruz, servis kabımıza koyup üzerine haşlanmış bezelyeleri ve kekik, fesleğen, limon, tuz, ezilmiş 1 diş sarımsak, zeytinyağından yapmış olduğumuz sosumuzu domates ve bezelyelerin üzerine döküyoruz, en üstte de süslemek için cevizleri birkaç parçaya kırıp koyuyoruz.

Sağlıcakla kalın.

20 Kasım 2008 Perşembe

Peynir Tabağı

Uzun zaman önce hazırlanmış ve maalesef saygı değer bir arkadaşımın dilinden kurulamadığım peynir tabağım :-) Şimdi görünce direk dile getireceği şey " ee ne zaman gelsek peynir ekmek yeriz ne olacak " :-)))

Ama şu peynirlere ve sunuşa bakın , ne hoş değilmi :-) hele birde bu tabağında yanında sunduğum kırmızı şaraba diyecek yoktu doğrusu.

En kısa zamanda bu peynir tabağının benzerini yapmak ve sevdiğimiz arkadaşlarımızla paylaşmak dileğiyle .

Sağlıcakla kalın.

5 Kasım 2008 Çarşamba

Kestane Kabağı Tatlısı



Bu tatlının hikayesi çok farklı . Ben bu kestane kabağını sırt çantamda taaaa Karadeniz'in çok yüksek dağlarının tepelerinin üzerinde bulunan Çamlıhemşin'in Mollaveys köyünden getirdim.
İşte bu güzel köyde bu güzel kabağın yetiştiricileri ve evleri.

Koca kabağı sırt çantama koyduk ve dönüş yolumuz olan Trabzon havalimanına kadar sırtımda taşıdım. Ama bugün tadına baktığımda kesinlikle taşıdığıma değdini bir kere daha anladım.
Kabağı getirince doğru eşimin teyzesine sevgili Sema Teyzeye verdim , çünkü pişirme konusunda benden çok çok usta olduğunu biliyorum ve en önemlisi bu kabağa herhangi bir yanlışlık yapıp ziyan etmek istemiyordum:-)
Bu akşam iş dönüşü kendisine uğradığımda bu güzelim ve nefis tatlıyı yaptığını ve benim payımı da ayırdığını söyleyip hemen verdi , aslında hemen alan bendim :-)) Hatta orada aç karnına bir dilim götürdüm , eve gelince de dilimler birbirini kovaladı:-))
Şimdi size bu kabağın tarifini vermeyeceğim , çünkü bu lezzette bir kabağı en azından İstanbul'dakiler için söylüyorum , kesinlikle bulamazsınız , hadi buldunuz diyelim , uzun saatlerde sırt çantanızda taşımadığınız için benim aldığım lezzeti alamazsınız:-))
Halen mutfakta bir miktar daha bulunmakta , yatmadan önce kısa bir ziyareti daha hakediyor sanırım:-))
Ellerine sağlık Teyzecim :-))
Sağlıcakla kalın.






















Palamut Tava



Dönemin sıkça bulunan balıklarından palamut . Bu sene epey sıklıkla yapıyorum , ama fiyatı hiç gerilemedi aynı seviyede devam ediyor . 3 sene önceydi yanılmıyorsam palamutu nerdeyse bedava vereceklerdi o kadar ucuz ve boldu . Ama şimdi dikkat ediyorum , balıkçıma her gittiğimde fiyatlar sabit hatta geçen hafta biraz daha yükselmişti.

Umarım kısa zamanda ucuzlarda herkez için alınabilecek seviyeye gelir.

Geçen haftasonunda misafirlerime mısır ununda kızarttım , gerçekten çok lezzetli oldu.
Bence mevsimini kaçırmadan yapın.

Sağlıcakla kalın

2 Kasım 2008 Pazar

Hamur Çorbası


Dün annemlere gitmiştim , anneciğim öğle yemeği için hamur çorbası pişiriyordu, hep beraber içtik enfes olmuştu.

Bende bugün aynısı olmasa da kendi aklımca bir hamur çorbası yaptım, tadı epey güzel oldu, deneyebilirsiniz:)

Malzemeler;

- ½ su bardağı yeşil mercimek
- 1 kuru soğan ( yemeklik doğranmış )
- 1 çorba kaşığı kadar kıyma
- 1 tatlı kaşığı domates salçası
- 1 çorba kaşığı haşlanmış nohut
- 2 çorba kaşığı kadar kayseri mantısı
- 1 diş rendelenmiş sarımsak
- 1 tatlı kaşığı nane
- 1 çay kaşığı kırmızıbiber
- 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
- 1 çorba kaşığı kadar tereyağı
- İstenildiği kadar tuz

Soğanları zeytinyağında pembeleşen kadar kavuruyoruz, üzerine kıymamızı ve salçayı ilave edip kavurmaya devam ediyoruz. Kavrulan kıymaya yıkadığımız mercimekleri ve tuzu ilave edip bir miktar suyla pişmesini sağlıyoruz. Mercimeklerin pişmesine yakın mantıları koyup su ilave diyoruz ve mantılar pişene kadar kaynatıyoruz, pişirme işleminin bitişine yakın haşlanmış nohutları ekliyoruz ve birkaç dakika sonra ocağımızı kapatıyoruz.
Ayrı bir tavada tereyağını eritip içine sarımsak , nane ve kırmız biberi ilave ediyoruz ve bu karışımın bir bölümünü çorbaya ilave edip karıştırıyoruz diğer yarısını da servis sırasında çorbamızın üzerine döküyoruz.

Sağlıcakla kalın.