7 Eylül 2010 Salı

Haluçka - Annemden Lezzetli Bir Tarif ve Hatıralar

Bugünkü tarifim çookkk eski zamanlarda çocukluğumdan gelme.

Küçükken çok severek yediğim bir yemekti , annem sık sık yapardı , dün telefonda konuşurken Haluçka yaptığını öğrenince canım çok ama çok çekti:-) Ayrıca sizler paylaşmak istediğim de bir lezzet olduğu için hemen yeğenime fotoğrafını çekip yollamasını istedim , sağolsun isteğimi ikiletmedi ve hemen yolladı , binbir rica ile biraz önce telefonda annemden tarifini aldım. Rica diyorum , çünkü " sen gelip yanında yapmadan sonra tadına bakmadan tarif vermem " diye ısrar etti , ama benim ısrarlarım daha baskın çıktı ve zorlada olsa tarifi aldım:-)))

Yayınlayınca haber vereceğim ya da yarın gidince hemen yazımı okutacağım :-))

İnternette araştırdığımda Haluçka , Merzifon , Samsun ve Kastamonu civarlarına ait bir yemek olarak ortaya çıkıyor. Çocukluk yıllarımda yaz tatillerinde anneannemlere Merzifon'a çok gittik ama bu yemeği hep İstanbul'da hatırlarım.

Merzifon'da çocukluğuma ait en çarpıcı anım ise ; büyük şehir İstanbul'tan 1 aylığına gelmiş olan bir çocuk olarak biraz böbürlenirdim , genelde oradaki arkadaşlarıma göre daha kültürlü ve çok şey bilen birisi gibi hissederdim kendimi , çok fazla oyuncağım olduğunu sanırdım taki bir arkadaşımın evine gidinceye kadar . Oyun oynamaya çağırmıştı bende gayet normal bir biçimde salona girdim , ama salonda yerde duran koskaca bebek evini ve içindeki tam takım ev eşyalarını ,buzdolabından çamaşır makinesine fırına kadar görünce nutkum tutuldu , meğerse babası Almanya da çalılıyormuş ve hepsini oradan getirmiş:-)))
Bizim Almanya da hiç tanıdığımız olmadığı için benim çay takımlarım ve ters çevirice ağlayan bebeklerim onun oyuncakları yanında öyle sönük kaldılarki şu an bile o anki halimi hatırlar ve gülerim:-)))
Bakarmısınız bir Haluçka neleri hatırlattı :-)))

Sanırım artık yemeğimizden bahsetmenin zamanı geldi:-)

Halucka

Mazeme listesi vermeyerek annemin anlattığı gibi aktarıyorum .

2-3 adet kemiksiz tavuk budunu çok az sıvı yağ ile suda pişiriyoruz , pişmeye yakın içine doğranmış domates ilave ediyoruz .
Ayrı bir kasede 1 yumurtayı 2 çorba kaşığı kadar su ve birazda et suyu ile çırpıyoruz , içine çok az tuz ve yavaş yavaş un ilave edip kaşıkla karıştıyoruz , hamurumuz katı olmayacak hafif kıvamlı bir hamur haline gelince , et suyuna batırıp ıslattığımız kaşığın ucuyla alıp kaynamakta olan et suyunun içine parça parça atıyoruz , içine 1 avuç kadar haşlanmış nohut ve biraz pul biber ve karabiber ilave edip hafifçe kaynatıyoruz . Hamurlar pişince arzuya göre doğranmış maydanoz ile servis yapıyoruz.

Bu arada anneciğim bayramda da benim için yapacak sanırım :-)))

Sağlıcakla kalın.

5 Eylül 2010 Pazar

Sütlü Mısır Unlu Kabak Çorbası

Sütlü Mısır Unlu Kabak Çorbası

Havalar serinlemeye başlayınca çorba vazgeçilmezlerin başında geliyor.

Evde olan kabakları unutup bugünkü alışverişte de kabak alınca bugün kabakla ilgili epey çeşit yaptım doğrusu:-)

Önce kabak dolması , sonra içinden bir önceki tarifim mücver , daha sonra bu çorba , birde zeytinyağlısını yapacaktım ama artık onuda sonra yaparım fazlası sıkmasın dedim:-)

Bu çorbayı sebzelerini değiştirerek diğer malzemelerini sabit tutarak havalar serinlemeye başlayıncı sık sık yapıyorum.

Sofranızda çocuklarında severek içeceği ve çok besleyeci bir çeşit olacağına eminim.

Malzemeler ;

- 2 adet küçük boy kabak ( kabukları soyulup çok çok küçük küp küp doğranmış )
- 1 adet küçük boy kuru soğan (çok çok küçük küp küp doğranmış )
- 2 çorba kaşığı mısır unu
- 1 litreye yakın süt
- 1 diş rendelenmiş sarımsak
- 2 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- istenildiği kadar tuz

Soğan ve sarımsağı yağ yanmıyacak şekilde tencerinin kapağı kapalı olarak kısık ateşte pişiriyoruz. Pişen soğanlara mısır ununu ilave edip biraz kavuruyoruz , daha sonra yavaş yavaş sütü ilave ederek karıştıyoruz , hemen hemen tüm sütü ilave ettikten sonra tuzunu ve doğranmış kabakları ilave edip ara ara karıştırarak tencerenin kapağı açık olarak pişiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Fırında Kabak Mücver

Fırında Kabak Mücveri

Fotoğraf çok fazla hoşuma gitmesede tarifimi sizlerle paylaşmak istedim.Laf aramızda tadı çok güzel oldu:-))

Tek tek malzeme vermiyorum , miktar sizin ayarlayacağınız biçimde olabilir.
Kabak dolmasından artan 5 kabağın içini çok ufak parçalar halinde doğradım , tabi tüm kabaktan da yapılabilir.
1/2 demet dere otu , 3 adet taze soğan , 1/4 demet maydanoz , bir kaç sap taze nane , 2 yumurta , 2 çorba kaşığı mısır unu , 2 çorba kaşığı süt ,istenildiği kadar tuz ve tepsiyi yağlamak için zeytinyağı.
Tüm yeşillikler doğranır ve bütün malzemeler iyice harmanlanır.
Yağlanmış fırın kabına dökülüp 180-190 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.
Servis sırasında sarımsaklı yoğurtta yakışır.

Sağlıcakla kalın.

1 Eylül 2010 Çarşamba

Zeytinyağlı Patlıcan

Bu gece hızımı alamıyorum.
Bir tarif daha paylaşıp artık geceyi rüyalara bırakmaya gideceğim:-)

Zeytinyağlı Patlıcan

Malzemeler;

- 3 adet patlıcan ( küp küp doğranıp tuzlu suda bekletilmiş )
- 1 büyük boy kuru soğan ( ay şeklinde doğranmış )
- 1 adet büyük domates ( küp küp doğranmış )
- 5-6 adet sivri biber
- 4-5 diş sarımsak ( dilimlenmiş )
- 1 tatlı kaşığı salça
- 2-3 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- istenildiği kadar tuz & 1 adet kesme şekeri

Listedeki hazırlanmış olan tüm malzemeleri hepsi çiğ , hiç birini kavurmadan düdüklüde 5-7 dk. arası pişiriyoruz ( patlıcan çok çabuk piştiği için düdüklüde taze fasulyeden daha az tutunuz ).
Servis tabağına koyup soğuduktan sonra yenmeye hazır hale gelmiş oluyor.

Sağlıcakla kalın.

Fırında Kızartma ve Mevsim Salatası

Zaman geçirmeden yeni bir tarif ile sizlerleyim:-)

Tatilin güzel anları çalışma hayatı ile yavaş yavaş yok olmaya başlarken yenisi için bugün adımları attık:-)
Bu seferki tatilimiz yeşillikler ve gürül gürül derelerin çağladığı dağların zirvelerinde belkide kar göreceğimiz Karadeniz'in yaylarına yakın bir mekanda olacak , laf yerindeyse zamanı iple çekiyorum:-)
En son 2 sene önce gitmiştik ve döndüğüm zaman sizlerle oraları bir kaç fotoğraf ile paylaşmıştım , bu sefer gene ufak bir yazı hazırlayarak oraları görmek isteyen ve özlem duyanları memnun edebilirim:-)

Dün tatil dönüşü bir gelenek olan akşam yemeğinde ağırlama nedense her zamanki gibi piyangosu bize çattığı dönemdeydik. Sevgili arkadaşlarımız 16 günlük tatillerini zevkle yapıp ,iş öncesi son akşamlarında prens ve prensesler gibi ağırlandılar , şimdi kendisinin okurken suratının ne hal aldığını görebiliyorum :-))))
İşin latifesi tabiki , her zaman evimizin kapıları sonuna kadar açık olan biricik arkadaşımdır kendisi , aslında açık olmasada anahtarı bir yerden bulur ve açar :-))

Pazartesi 30 Ağustos olması sebebi ile evde olmam hazırlık yapabilmem açısından çok iyi oldu. Bir kaç çeşit zeytinyağlı , köfte ve pilav , kavun ve dondurma ile güzel bir ağırlama oldu.
Yapmış olduğum çeşitler içinde en pratiği , kolayı ve zahmetsizi ise aşağıdaki Kabak ve Patlıcan kızartması .

Kabak Patlıcan Kızartması Fırında

4 adet kabağı ve 2 adet patlıcanı kızartmalık olarak doğradım ve tuzlu suda bir müddet beklettim. Suyunu süzdürdükten sonra çukur bir kaba alıp çok az tuz ve 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağ ile harmanladım.Yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizip ısıtılmış 220-250 derece fırında kızarttım.
Bir tavada 4 domates rendesini ve 2 adet küp küp doğranmış domatesi iyice pişirdim , içine 1 çay kaşığı zeytinyağı , 1 çay kaşığı sirke , 2 diş rendelenmiş sarımsak , tuz ve karabiber katıp suyu çekilene kadar kaynattım.
Kızaran sebzelerin üzerine sosu döküp servise hazır hale getirdim.

Tabi yemeğin vaz geçilmezi salatası olmazsa olmazı. Tarife gerek varmı ? Görüntü zaten neler olduğunu açıklıyor ; Göbek Marul , Taze Nane , Taze Soğan , Dereotu , Salatalık , Paprika Turşusu , Ceviz , Tuz , Limon ve Zeytinyağı.

Yeşil Salata

Sağlıcakla kalın.