18 Kasım 2009 Çarşamba

Zamanın Birinde Beyoğlu ve Asmalı Mescit'teki Tavanarası

St Antuan Kilise
Zamanı tam olarak hatırlıyamıyorum ama hemen hemen üzerinden 2 mevsim geçti diyebilirim .Kızım şimdi 4. sınıfta onunla bu geziyi yaptığımız zaman 3. sınıftaydı ve dönemin vizelerinden sonra bir İstanbul kaçamağı yapmıştı.

Beyoğlu'ndaki St Antuan Kilisesi İstanbul'un göbeğinde bütün ihtişamı ile kendini kocaman demir kapısı ve bahçesiyle gizleyerek senelerdir İstanbul'da ikamet eden Katolik'lere hizmet vermeye devam eden muhteşem yapılardan birisidir.
St Antaun Kilise Avludan Görüntü
Gezimiz sırasında dış cephesinin ve bahçesinin çok fazla fotoğrafını çektim , içeride fotoğraf çekmek yasak olduğu için çekemedim ,ama inanın iyikide yasak olmuş diye düşünmedim değil.Her ne kadar farklı bir din mensubu olsamda girmiş olduğum farklı dinlere ait kutsal mekanlara her zaman saygı duyarım ve herkesinde aynı saygıyı göstermesini beklerim.

Ama bu sefer dışarda din hakkında atıp tutup ,başkalarını kınayan aile mensuplarının Allahın evini hiçe sayacak şekilde İsa Peygamber'in heykelleri yanında garip garip pozlar vererek fotoğraf çektiren genç kızları görünce inanın ben utandım.Nasıl bir anlayışa sahiptirki bunlar kendilerine sahilde güle oynaya poz verir havası verip böyle bir yerde yasak olmasına rağmen fotoğraf çektirirler.Aslında orada onlara söylenecek çok şey vardı ama bazen insanın basireti bağlanır ya işte bana da o oldu. Ama şimdi keşke birşeyler söyleseydim diyorum , bu kadar uzun zaman geçmesine rağmen fotoğrafları görür görmez o çirkinlikleri hatırladım.

Neyse tabiki oranın mistik ve kutsal havasını bu olayın bozabilmesine imkan yok , Beyoğlu'ndan geçerseniz ve eğer hiç girmediyseniz bir kere girip o güzel mimariyi ve havayı yaşamanızı tavsiye ederim.

Avrupa Pasajı Içi
Dolaşmamıza devam ederken tarihi Avrupa Pasajı'na da girdik.Küçücük olmasına rağmen İçerdeki sıcak atmosfer sizi tamamen sarmalıyor ve uzun zaman geçirebileceğiniz bir yer olup çıkıyor .Her dükkan kendine mahsus bir şekilde hem yerli hem yabancı turistin ilgisini çekecek tarzda.Balık pazarının içinden girilen tam anlamıyla muhteşem bir mekan.

Özellikle dükkanların üzerinde bulunan heykelcikler burayı tamamlayan unsurların başında gelmekte.
Resim 012

Dükkanların zenginliğini anlatmaya gerek yok sanırım , yukarıdaki fotoğraf gayet iyi açıklıyor:-)

Avrupa Pasajı Jojo
Ama buranın en göz alıcı ve sevimli köşesi ise yukarıdaki fotoğrafta değilmi :-)

Bu güzel pisicik , hiç istifini bozmadan sanki sahibinin yazdığı nottan dolayı gayet rahat bir şekilde geleni gideni izleyip vakit geçiriyor gibi:-)

Inek çiftliği
Tam pasajın çıkışında çok güzel bir dükkan var , buradaki biblolar harika , sanki bir teknik ile gerçeklerini küçültmüşler gibi.

Yukarıdaki grubu kızım beğendi ( her ne kadar kendisi pet ile uğraşacağını söylesede belkide ilerde mesleği gereği ilgileneceği bir hayvan grubu olur :-) ,bu arada kızım 1,5 sene sonra Veteriner Hekim olmuş olacak , ne kadar gurur verici anlatmam .

Kurbağlar Tatilde
Bu güneşlenen kurbağlarda benim seçtiğim biblolar :-) Şimdi kurbağlarda nerden çıktı demeyim , ben onları çok seviyorum , hatta buzdolabımın üzerinde Özlem'in bana hediye ettiği Micheal Jackson gibi dans eden bir kurbağ ve banyomda da hem çiceklerimin , hem sehpamın hem de tezgahımın üzerinde bir kaç değişik kurbağ tipleri vardır. Sakın ayy ne biçim sevgi demeyin onlar çok tatlılar :-)))

Hele şu yukardakiler bakarmısınız , ne güzel bir dinlenme ve rahatlık içindeler , sanırım onları seçmemin diğer şıkkı da tatile olan özlem olsa gerek:-)
Tavanarası
Ufak çaplı gezimizden sonra karın doyurup susuzluğumuz giderme zamanı gelmişti. Bu mekan daha önce hiç gelmediğim ama daha sonra birde gecesini yaşadığım küçük , salaş ama çok sevimli yer olana Tavanarası . Mekan Asmalı Mescit'te olup bir binanın sanırım 6. katında aşağıda herhangi bir tabelası olmayan ( belki ufakta olsa vardır ama ben görmedim ) , daracık bir asansörle direk yemek yenen bölüme girilen bir yer.

Şimdi diyeceksini madem bu kadar gizli sen nasıl buldun. Eee benim dost ve tanıdıklarımı epey boldur diyerek övünmeye başlarmışım:-))

Buraya bizi sevgili arkadaşım Banu getirdi . Son derece sade ama o derecede lezzetli ve fiyat bakımından da gayet uygun yemeklere sahip bir mekan.

Ayrıca çalışanlar son derece içten , hele servis yapanlarda birisi direk ismini de vereceğim Önder , gerçekten nevi şahsına münhasır denilebilecek birisi ve müşterilerle iletişimi süper:-)

Son zamanlarda gitmedim , ama Banu'nun verdiği bilgiye göre sigara içenler için fotoğrafta en dipte görünen yeri balkon haline getirmişler , zehirlenmek isteyenler direk oraya çıkabiliyormuş ( uzun seneler yoğun olarak sigara içipte yaklaşık 8 sene önce birden içtiği sigarayı söndürüp " bu benim için bitmiştir" diyen birisinden başka bir söz beklenmezdi zaten :-) ).

Tavanarası Paçanga
Banu , kzım ve ben yemeğimize ilk olarak Paçanga Böreği ile başladık. Tabi birer tanede bira söylemeyi unutmadık:-)

Tavanarası Kızarmış Mantı
Daha sonra ilk defa yediğim kızarmış mantı ısmarladık , tatmayanınız varda mutlaka yiyin derim , çerez gibi çok lezzetli. Sanırım bazı mantıcılarda kızarmış mantı yapıyormuş ama ben hiç rastlamadım ( işin gerçeği mantıcılarada fazla gitmem :-) )

Tavanarası Patatesli Güveçte Et
Kızım ve Banu yukarıdaki fotoğraftaki güveçte patatesli et yediler i görüntü harika tadınında çok güzel olduğunu söylediler.

Tavanaras Meksika Usulü Et
Bense yukarıdaki Meksika Usulu Güveç Eti yedim şu anda bile tadının güzelliğini hatırlyorum:-)

Ama bu mekan için şunu belirteyeim akşam için gidilecek ise biraz masa beklemek gerebiliyor çünkü çok kalablık oluyor ,ama gündüz yer bulabilme imkanı epey fazla. Benim tercihim ise gündüz gitmek ,özellikle bahar aylarında 6. katta camın önüne ekilmiş çiçeklerle birlikte etrafta eski evlerin damları arasında hafif yemekler yiyip bir iki duble birşeyler içip arkadaşlarımla sohbet etmek .Özellikle gündüz çalan müzükler çok güzel bunuda vurgulamadan geçemeyeceğim.

Sonrasında ise bize güzel bir İstanbul gezisini daha bitirip evin yolunu önce dolmuş sonra mis gibi bir vapur seyahati ile tutmak kalıyor

Sağlıcakla kalın.

6 yorum:

Ferkay dedi ki...

Harika bir gezi olmuş canım.İş güç derken önünden geçipte kendisini görmediğimiz ne güzellikler var.
Sayende bizde gezdik.
Sevgiler...

Disalce dedi ki...

güzel bir gün geçirmişsin...

özellikle son bölümde anlattığın küçük yere bayıldım..bende severim böyle keşfedilmemiş küçük mekanları...

Tijen dedi ki...

Hmmmm o kızarmış mantı Ege usulü (başka yerlerde de vardır belki bilmiyorum). Burhaniye'de içi boş mantı kızartılmış olarak pakette satılır. Üzerine etsuyu dökülür, sarımsaklı yoğurt gezdirilip sunulurmuş ama öyle de çok lezzetli değil mi?

Zehra Gürgen dedi ki...

Neşe çok güzel bir gezi olmuş. kedinin hayatına karışmayına bayıldım :)

hdidem95 dedi ki...

neşecim ne güzel görüntüler paylaşımın için tşkler canım sevgiler

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Kızarmış mantıyı halam yapardı. Fırında kızartır üzerine et suyu dökerdi. Harika olurdu.
Sanırım 30 seneyi geçmiştir yemeyeli.
Çok güzel bir gezi olmuş, tadını bilirim. Kızlarla gezmek çok güzel olur. Ayrıca kızınada yaşamında ve mesleğinde başarılar dilerim.