24 Aralık 2012 Pazartesi

Beze


İlk defa denenip geçer not alan lezzetlerden bir tanesi de beze . Aslında yumurta aklarını atmaya kıyamayıp bakalım yapabilecekmiyim diye denemeye giriştim ve başarılı oldum :-) Ama şu bir gerçek ki bir daha yaparmıyım bilemiyorum , pişme süresi çok uzun üstelik gece 12 de fırına koyduğumu düşünürseniz 1.5 saat ancak uyumamak için saati kurarak bekledim :-))
Yapımı çok kolay ama dediğim gibi uzun zamanda ve düşük derecede pişmesi önemli ve ayrıca da soğuyana kadar fırından çıkartılmaması gerekiyor .

,Malzemeleri ;

- 2 adet yumurta akı
- 1.5 çay bardağı toz şeker
- parmak ucuyla tuz
Yumurta akıyla şekeri yaklaşık 10 dakika tamamen kar haline gelip kaşıktan düşmeyecek hale gelene kadar yüksek devirdeki çırpıcı ile karıştırıyoruz.
Karışımı sıkma torbasına koyup fırın kağıdının üzerine sıkıyoruz 100 derece fırında yaklaşık 1- 1.5 saat pişiriyoruz , önemli olan soğuyana kadar fırından çıkarmamak.

Saqğlıcakla kalın

19 Aralık 2012 Çarşamba

Aşure



Aşure zamanı geçti ve ben daha yapmış olduğum aşureyi yeni yayınlıyorum - aslında aşure benim için hiç bitmeyecek zaman dilimi :-) Tatlıyı sevmeyen ben bu dönem içersinde kaç tabak aşure yedim bilmiyorum , aslında saymaktan korktum desem daha doğru olur :-) Bu sene ilk defa aşure yaptım , ilk denemem yardımla oldu ama ikinci denemem sadece kendi emeğimle ve ölçülerimle oldu ve yiyenler tarafından da başarılı olduğu bilgisini aldım:-) Bu kadar senedir yapmasının zor olduğunu düşünerek hiç yanaşmadığım bir tatlıydı , ayrıca yapmama gerek olmadan sevgili anneciğim o dönem içersinde bir kaç sefer yapardı , hoş bu sene de yaptı ama ilk defa ben yaptığımı kendisine götürdüm ve aferin aldım :-)Hiç te korktuğum kadar zor değilmiş , çok fazla zaman almadan pişirdim , denemeyenler korkmadan denesinler gayet kolay.


Malzemelerim yukardaki fotoğrafta görüldüğü gibidir. Ama ben gene de tek tek ne şekilde hazırladığımı belirtlerek anlatayım ;
Malzemeler ;
- 1/2 kilo aşurelik buğday ( 1 gün ya da gece boyunca ıslat)
 - 2 su bardağı şeker
- 1,5 su bardağı haşlanmış nohut
- 1,5 su bardağı haşlanmış fasulye
- 1 su bardağı kuru üzüm ( iyice yıkanmış )
- 1 su bardağı doğranmış kuru kayısı ( iyice yıkanmış )
- 1/2 çay bardağı pirinç ( iyice yıkanmış )
- 1 çay kaşığı tuz
Süsleme malzemeleri;
Ceviz , Fındık ,Çam Fıstığı , Antep Fıstığı , Kuş Üzümü ,Nar , Tarçın
  

Geceden ıslattığımız buğdayı üzerinden çok fazla çıkacak şekilde su koyup çok harlı olmayan ateşte karıştıra karıştıra iyice patlak patlak olana kadar pişiriyoruz , kesinlikle diri olmaması iyice yumuşayıp pişmesi gerekiyor , çünkü şekerini eklediğimiz zaman buğday sıkılaşıp sertleşebilir . Eğer suyunda azalma olursa sıcak su ilave ediyoruz.


İyice pişen buğdaya sırasıyla nohut , fasulye , pirinç , üzüm ve kayısıyı ilave edip hafif hafif kaynatarak pişiriyoruz . Kayısı ve üzümler pişmeye yakın şekerini ve tuzunu ekleyerek suyunu kontrol ediyoruz kesinlikle katı bir kıvamda değil sulu bir kıvamda olması gerekmektedir , soğumaya başlayınca katı hale dönüşebileceği için su gerekirse sıcak su konabilir.


Tam anlamıyla piştikten sonra servis tabaklarımıza sıcak sıcak paylaştırıyoruz ve hafifçe ılındıktan sonra üzerini istenildiği şekilde süslüyoruz.

Sağlıcakla kalın.

22 Kasım 2012 Perşembe

Zeytinyağlı Taze Börülce - Gümüşlük Pazarından

Gümüşlük'ten getirdiğim son ganimetimde bitti , bu yaz İstanbul'da da epeyce taze börülce yaptım ama oradan aldığım börülceler kesinlikle daha lezzetli oldu.Sanırım seneye epey stok yapacağım :-)

Malzemeler ;

1/2 kilo taze börülce ( içleri büyümüş olanları çıkartarak pişirdim yemekte daha güzel bir sunuş sağladı )
1 adet iri domates ( küp küp doğranmış )
1 adet iri boy kuru soğan ( küp küp doğranmış )
2 çorba kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı domates salçası
1 adet kesme şeker
istenildiği kadar tuz ve az miktarda karabiber

Tüm malzemeleri çiğ olarak ( kavurmadan ) düdüklü tencereye koyuyoruz , su eklemeye gerek olmadan tencerenizin ayarına göre 5 ila 10 dakika arası pişiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

14 Kasım 2012 Çarşamba

Zeytinyağlı Uzun Boylu Bamya - Gümüşlük Pazarından


Gümüşlük pazarında tontonmu tonton bir teyzem var , ağzında dişi kalmamış , hoş sohbet , sağlık için öğütler veren teyzem :-) 3 hafta boyunca bamyamı ondan aldım , her hafta alırken " mutlaka hergün 2 adet çiğ yiyin şeker hastalığına birebir " dedi , hatta her defasında elinde bir bamya çiğ yerken görüyordum:-) Bamyalar benim alıştığım gibi ufacık değil bazıları 10-15 cm. uzunluğunda ve gayet sert , ilk sefer aldığımda yumaşamayacağından endişelendim ama pişince bu endişem hemen yok oldu :-) Son çıktığım pazardan bir miktar alıp İstanbul'a da getirdim , şapkalarını kesip yıkayıp iyice kurutup derin dondurucuya koydum , bir paketim kaldı onu da yakında pişireceğime eminim :-)


Malzemeler;

- 1/2 kilo bamya
- 1 adet iri boy kuru soğan ( ay şekilde doğranmış )
- 1 adet büyük boy domates ( küp küp doğranmış )
- 1 çay kaşığı domates salçası
- 1 adet küp şeker
- 3 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
- istenildiği kadar tuz ve karabiber

Şapkaları alınmış bamyaları ve tüm malzemeleri çiğ olarak düdüklüğe koyup düdük ötmeye başladıktan sonra ocağımızı kısıp 7-10 dk. civarında pişiriyoruz.
Soğuyunca servise hazır oluyor..
Sağlıcakla kalın.

Turp Otu - Gümüşlük Pazarından


Uzun zaman sonra tekrar bloğumla , sizlerle buluşmak çok güzel :-)

Emeklilik nasıl gidiyor diye soracaklar için hemen bir solukta cevabımı vereyim ; harika :-)). Ama garip olan bir şey sanki hiç çalışmamış gibiyim , sanki 24 sene aynı yerde başka birisi çalışmış , insan bu kadar mı siler ve yeni hayatına hemen adapte olur :-)

Ekim ayını geçirdiğim ve önümüzdeki sene itibariyle daha uzun zamanımı geçireceğim sevimli belde Gümüşlük pazarında tanıdığım ve tadını çok beğendiğim turp otunu sizlerle paylaşmak istedim.
Pazarımız küçük ama herşeyi taze ve bahçeden yeni koparılmış olarak bulmak mümkün , pazarcı teyzeler ise bir harika , hem alışveriş çok güzel hem de sohbet . Kendilerinden tarif konusunda epey yardım aldım .Özellikle otlara çok meraklı olduğum için bilgi almak istedim ama kış döneminde çok fazla ot olduğunu kışın gelmemi tavsiye ettiler ,sanırım dayanamayıp bu tavsiyeyi yerine getireceğim :-)

Turp otunun pişmeden önce bu kadar lezzetli olabileceği aklıma gelmezdi. Pişirmeden önceki fotoğrafları maalesef yok , çekmeyi atladım , pişince rengi çok güzel bir yeşile dönüşüyor .

Kibrit çöpü uzunluğunda kesip bolca yıkadığımız otumuzu tuz ekleyip kaynattığımız suda makarna haşlar gibi yaklaşık 10 dakika kadar pişiriyoruz.
Servis edeceğimiz zaman limon ,zeytinyağı ve sarımsak sosunu ilave diyoruz , daha önce soslanırsa renginde kararma olacaktır .

Hafifçe haşladıktan sonra soğan ile kavurup üzerine yumura kırarakta farklı bir lezzet yapılabiliyormuş , ben henüz denemedim , bir sonraki denemem o olacak.

Pazarımızdan küçük bir kareyi de sizlerle paylaşmak istedim ; zengin , renkli ve en önemlisi çok taze.

Sağlıcakla kalın.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Ufak Ufak Kış Hazırlığı

Domateslerin ve yeşil biberlerin tam zamanı . Bu sene mümkün olduğunca çok domates ve biber donduracağım .Kışın domateslerin renklerinin turuncu olduğu zamanlarda buzluğumdan kıpkırmızı domates çıkartıp kullanmanın zevki başka oluyor :-)
Saklama yöntemi çok basit.
Öncelikle kullandığım domatesleri tanıtayım :-) Çanakkale'nin sivri domatesleri , çok etli ve renkleri çok güzel.Kapımıza gelen kamyonetten alıyorum umarım gene aynı cins gelirde yine yaparım.
Kabuğunu çok az kaynar suyun içinde tutunca rahatlıkla soyabiliyorsunuz , küp küp doğradıktan sonra şerit şerit doğranmış biberlerle buzdolabı poşetine koyup hemen dondurucuya koyuyoruz.
Ayrıca kabukları soyulmamış olarak bütün domatesleri de dondurdum . Bunları kullanırken dondurucudan çıkartıp musluk altında kısa bir süre bırakırsanız kabukları çatlıyor ve kolaylıkla soyup kullanabiliyorsunuz.

Eminim bu yaptıklarımın yanında bir çoğunuz harikalar yaratarak kışa hazırlıklarınızı yapıyorsunuz , umarım seneye ben de sebzelerin dalından koparılıp köy pazarlarında satıldığı Bodrum'da daha uzun zaman geçirip kışlıklarımı tamamlayabileceğim , o zaman belki sizlere yetişebilirim :-)

Sağlıcakla kalın.

31 Temmuz 2012 Salı

Meyvalı Minik Kekler

Geçen hafta yaptığım ve beğenilerek yenilen kekimi sizler paylaşmak istedim.
Kekimi yaparken yazılarını ve tariflerini beğeniyle takip ettiğim sevili Nunu'dan esinlendim -http://birdutmasali.blogspot.com/  . Tarifi tıpatıp uygulayamadım , elimde olan malzemelerden her zamanki gibi doğaçlama yaptım :-)

Malzemeler ;
3 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1/2 su bardağı sıvı yağ ( zeytinyağı )
2 su bardağı un
2 çorba kaşığı kakao
1 paket kabartma tozu
1 adet şeftali ( ufak ufak doğranmış )
5 adet kuru kayısı ( ufak ufak doğranmış )
1 çay bardağı vişne ( 2-3 'e bölünmüş )
Üzeri için süsleme çikolatalar ve renkli şekerler

Yumurtaları uzun bir süre mikser ile çırpıyoruz , üzerine şekeri ekleyip beyaz köpük olana kadar çırpmaya devam ediyoruz.Sırasıyla sütü , yağı , unu ve kabartma tozunu katıp düşük devirde çırpıyoruz.Bir su bardağı kadar karışımdan ayırıp diğerine 2 kaşık kakaoyu ilave edip karıştırıyoruz.Kakaolu karışımın içine tüm meyvaları ekleyip hafifçe karıştırıyoruz.Bu karışımı minik kalıplara boşaltıp üzerlerine ayırdığımız beyaz karışımdan birer kaşık döküp en üstüne süs şeker ve çikolatalaları serpip önceden 170 derecede ısıtılmış fırında pişiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Kesin Dönüş ve Haşhaşlı Rulo Çörek

Uzun süreli yokluğum umuyorum artık son bulacak ve biriken tarif ve yazılarımla düzenli olarak burada olacağım.
24 senelik çalışma hayatımı yaklaşık 3 hafta önce noktalayarak emekli kıvamında evine kesin dönüş yapan gurbetçi gibiyim :-)
Önceleri epey bocalayacağım diye düşünürken şu anda sanki hiç çalışmamış gibi hissediyorum , üstelik 24 sene aynı iş yerinde çalışmış , ilk ve son işim olmasına rağmen .
Ama tabiki zor olan önemli bir kısmı var , çok sevdiğim arkadaşlarımdan ayrılmış olmam , ayrılık günü ve gecesi ağlamaktan gözlerimiz şişti. Kimiyle 24 senedir , hatta üniversiteyi de katarsam 29 senelik birlikteliğim , kimisiyle ise o kadar uzun süre olmasa bile çok şeyler paylaşmışlık. Aynı zamanda karar verip aynı gün emekli olduğum can arkadaşım Nursen ile bu konuda da hem fikir olduk , ikimizinde zamanı gelmişti :-)
Bacaksızım , Nunum , Selocanım gözümde tüteceksiniz emin olabilirsiniz.Ama ayrı kalmayacağımıza eminim :-)

İşte bu güzel görüntü daha 2. hafta dolar dolmaz kendilerini kahvaltıya davet ettiren canlar için yapılmış lezzetlerden birisi :-)


Haşhaşlı Rulo Çörek

Hamur Malzemeleri:
1 su bardağı ılık süt
1 paket toz maya
1/2 çay bardağı sıvı yağ
bir tutam şeker
istenildiği kadar tuz
alabildiği kadar un

İç Malzemesi
1 çay bardağı dövülmüş haşhaş
sıvı yağ

Üzeri için yumurt sarısı ve 1/2 çay kaşığı pudra şekeri

Ilık sütün içine bir paket toz mayayı döküp karıştırıyoruz , mayalanması için bir müddet bekliyoruz., maya kabardıktan sonra çukur bir kabın içinde alıp sıvı yağ , tuz , şeker ve alabildiği kadar un ile kulak memesi kıvamında hamuru hazırlayıp mayalanması için üzerine bir havlu ile kapatıp yaklaşık yarım saat kadar bekliyoruz.
Mayalanan hamurdan iri ceviz büyüklüğünde toplar yapıp merdane ile açıyoruz , açılan hamuru öncelikle sıvı yağ ile yağlayıp üzerine dövülmüş haşhaştan yayıyoruz.İki parmak kalınlığında şeritler kesip iki şeridi üst üste koyup rulo yapıp üzerine hafifçe bastrıyoruz.
Hazırladığımız ruloları tepsiye dizip bir müddet daha mayalanmasını bekledikten sonra üzerine pudra şekeri eklenmiş yumurta sarılarını sürüp 190-200 derecelik önceden ısıtılmış fırında pişiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Çikolatalı Çilekli Biricik Kızımın Doğum Günü Pastası


Biricik kuzumun 1 Mayıs'ta 25. yaş gününü kutladık ve bu sefer doğum gününü kendi hazırladığım bir pasta ile kutlamak istedim.

Yazıma ve tarifime geçmeden gurur kaynağım biricik kızım 1 Mayıs'ta 25 yaşına girdi ve
ailemizin ilk Veteriner Hekimi olarak bu yaşında kariyerine ilk adımı attı .Öğrenim hayatı boyunca yaklaşık 6 senedir evinden uzakta yaşadıktan sonra şimdi her sabah uyanıp işe giderken onunda evde olduğunu bilmek ve işe giden bir bayan olduğunu görmek beni çok sevindiriyor ve gururlandırıyor. Çocukları olanların bu duyguyu  aynı şekilde yaşamlarını canı gönülden dilerim.

 "Seni Çok Seviyorum Bal Bebeğim"

Sabah itibari ile her türlü pasta kitabını elime aldım ve bir sürü tarif içersinden sadece yan duvarlarını beğendiğim bu pastayı seçtim , ama sadece yan duvarlarında tarife sadık kaldım geri kalını kendi doğaçlamamla ortaya çıkarttım , her zamanki gibi:-)


Aslında pastanın siparişinin dışardan verilmesi  konusunda biraz ısrarcı olundu ama aklıma koyduğum için nasıl olursa olusun ben yapacaktım ve kendisini görüp tadına baktıktan sonra ısrarımda haklı olduğum konusunda hem fikir olunup takdirleri almadım değil :-))

Aslında etrafındaki kaplama haricinde son derece kolay yapımı olan bir pasta.Hele benim gibi birde tembellik yapıp hazır pasta tabanı kullanırsanız daha kolay :-)

Malzemeler ;
- 1 paket hazır pasta tabanı ( kakaolu )
- 150 gr. bitter çikolata
- 1 paket krema
- 20-25 adet çilek
Dış Kaplama için :
- 150 gr. bitter çikolata
- 50 gr. beyaz çikolata
- fırın kağıdı b

Kremayı kaynatmadan ısıtıyoruz içine 150 gr. bitter çikolatayı kırarak ekleyip eriyene kadar karıştırıyoruz.İkiye ayırdığımız pasta tabanının ortasına erimiş çikolatayı sürüp üzerine dilimlediğimiz çilekleri sık olarak diziyoruz.
Üzerine diğer pasta tabanını kapatıp çikolatanın geri kalan kısmını kaplayacak şekilde sürüyoruz. Bu işlemi bir ızgara üzerinde yaparsanız yanlarını çikolata kaplarken zorlanmazsınız , fazla çikolatalar ızgaradan akıp yanlarda birikmez.Üzerini süslemek için çikolatanın donması için bir süre buz dolabında tutuyoruz. Bu sırada yan duvarları yapmak için pastamızın yan duvarlarının ölçüsünü alıp eni ve boyuna uygun olarak yağlı kağıt kesiyoruz.İlk önce beyaz çikolatayı benmari usulü eritip kağıdın üzerine  belli aralıklarla damla şeklinde koyuyoruz , bunun donması için kağıdı buzdolabına koyuyoruz ( ben bunun için buzdolabının bir rafını boşalttım ) . Diğer taraftan bitter çikolatayı gene aynı şekilde eritip dolapta donmuş olan fırın kağıdının üzerine döküp spatula yardımı ile yayıyoruz. Daha sonra dolaptan çıkarttığımız pastamızın etrafına kağıt dışarda kalacak şekilde sarıyoruz , ben bu sarma işleminde eşimden yardım aldım , tek başına yapmak biraz zor olabilir. Sardıktan sonra donması tekrar buzdolabına koyuyoruz.
İyice donduktan sonra yavaşça pastanın etrafından kağıdı çıkartıp kaplmayı ortaya çıkarıyoruz ve üzerini istediğimiz gibi süslüyoruz . Ben yarım ve çikolataya batırılmış çileklerle süsledim.

Sağlıcakla kalın.





7 Mayıs 2012 Pazartesi

Kupta Muhallebi


Uzun zamandır tembellik yaptıkdan sonra ağız tatlılığıyla başlayım dedim:-)
Gülaycım ayrıca bu tarif senin için , beni merak ettiğin için hemen ekleyim dedim :-))

Muhallebi hazır paket Dr. Oetker'in çikolatalı ürününü kullandım ama eklemelerim tabiki oldu.

Malzemeler ;

- 1 Paket Dr. Oetker Çikolatalı Muhallebi
- 1/2 Süt
- 1 Paket Bitter Çikolata
- 1 Adet Kedi Dili Biskuvisi
- 10 Adet Çilek
- 1 Adet Muz
- Süslemek için Biskolata Gevreği
- Şerit Çikolata Parçaları

Muhallebiyi tarifine göre hafif ateşte karıştırarak yapıyoruz , kaynamaya başlayınca kırdığımız 1 paket çikolatayı ekliyoruz ve karıştırmaya devam ediyoruz.Pişince hafif soğuyana kadar üzeri kabuk bağlamasın diye ara ara karıştırıyoruz.
Bu arada kapların içine doğradığımız çilek , muz ve kedi dillerini koyup üzerine muhallebimizi boşaltıyoruz . Üzerine şerit çikolata serpip soğumaya bırakıyoruz.
Soğuduktan sonra üzerini çilek ve çikolata gevreği ile süslüyoruz.

Özellikle çocukların seveceği hem görselliği hemde lezzeti güzel bir tarif.

Sağlıcakla kalın.

19 Şubat 2012 Pazar

Elmalı Kurabiye - Annemden

Dün anneme uğradığımda tarifini aldığım , çocukluğumun yegane talarından biri olan elmalı kurabiyemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Tarifi hemen hayata geçirmek istedim , yaparken 2 kere annemi aradım ama sonuç gayet başarılı oldu :-)
Tabi benim aramalarım sonucu babamın da canı çekti annemde mutfağa girip yapmak zorunda kaldı:-))
Şimdi tarifi görünce neden 2 kere arama gereği duydun dediğinizi duyar gibiyim , işimi sağlama almak istedim nede olsa hamur işlerinde pek becerikli sayılmam:-)
Ama eşim ve kızımın tadımları sonucu tam notu aldı , ben de çocukluğumun tadını bulmuş oldum.

Malzemeler ;
- 100 gr. becel yağı
- 1/2 su bardağı sıvı yağ
- 1/2 su bardağı yoğurt
- 1 paket vanilya
- 1 çay kaşığı karbonat ya da 1/2 paket kabartma tozu
- alabildiği kadar un
- 1/2 su bardağı pudra şekeri
İç malzemesi ;
- 2 elma ( rendelenmiş )
- 1,5 yemek kaşığı toz şeker
- 1 tatlı kaşığı tarçın
- 1 fincan kırılmış ceviz

Bir tavada elma rendesiyle şekeri hafif ateşte bir müddet pişiriyoruz , üzerine tarçını ve cevizi ilave edip kullanmak için soğumasını bekliyoruz.
Hamurumuz için ;
Yağı eritip sıvı yağ ile birlikte bir kaba alıyoruz , üzerine yoğurt ilave edip iyice karıştırıyoruz.
Bir miktar unu koyup vanilya ve kabartma tozunu ekleyip hamuru elimizle karıştırıyoruz , kulak memesi kıvamına gelene kadar un ilave ediyoruz.
Kabuklu ceviz büyüklüğünde parçalara alıp avuç içimizde açıp ortasına elmalı malzemeden koyup D şeklinde kapatıp yağlı kağıt serdiğimiz tepsimize dizip önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında pişiriyoruz.
Üzeri pembeleşmeden çıkartıp sıcakken ,çukur bir kaba koyduğumuz pudra şekerine bulayıp servis tabağımıza diziyoruz.



Sağlıcakla kalın.



12 Şubat 2012 Pazar

Elmalı Tarçınlı Kek

Akşamın son tarifi ve kek sevmeyen benim bile çok hoşuma giden son derece hafif ve lezzetli bir parça :-) Deneyin pişman olmazsınız , hele elinizin altında harcamınız gereken elmalar varsa , sanırım sevgili eşim bu tabiri gayet iyi anladı :-)))
Bu tarif sabah eşimle önümüze aldığımız ona yakın yemek kitabı içinden kendisi tarafında seçilmiş bir tariftir , seçmesi ondan yapması benden ne kadar eşit bir görev dağılımı değilmi :-)

Malzemeler ;

- 100 gr. tereyağı + 1/,2 çay bardağı zeytinyağı
- 2 yumurta
- 1 su bardağı yoğurt
- 1 su bardağı şeker
- 1 paket kabartma tozu
- 2 su bardağı un
- 3 küçük boy elma ( kabukları soyulup dilimlenmiş )
- tarçın

Yumurta ve şekeri beyaz köpük olana kadar yüksek devirli mikser ile çırpıyoruz.Erimiş tereyağını , zeytinyağını , yoğurdu ilave edip çırpmaya devam ediyoruz. Karışıma unu ve kabartma tozunu ekleyip çok hafif devirde bir müddet daha karıştırıyoruz.
Kalıbımızı çok az yağlayıp un serpiyoruz ve hamuru kalıba boşaltıp , hamrun üzerine aşağıdaki fotoğraftaki gibi elmaları diziyoruz ve üzerine tarçın serpip 180 derecede ısıtılmış fırında 45-50 dk. ya yakın pişiriyoruz.



Sağlıcakla kalın.

Peynirli Pastane Poğaçası

Puf puf , yumuşacık ve lezziz bir poğaça yapmak istiyorsanız bu tarifi şiddetle tavsiye ederim.
Ertesi gün bile sertleşmeden yumuşacık kalıyor , tabiki kalabilirse:-)
Geçen hafta sonu uzun zamandan sonra yaptım son derece başarılıydı , bu hafta sonu da unutmamak adına bir daha denedim sonuç gene harika:-)

Malzemeler ;

- 1 paket kuru maya
- 1 su bardağı süt ( ılık )
- 1/2 su bardağı zeytinyağı
- 2 tatlı kaşığı şeker
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 1 tatlı kaşığı mahlep
- alabildiği kadar un
- 1 yumurta sarısı ve 1/2 çay kaşığı pudra şekeri ( üzeri için )
- çöreotu
- beyaz peynir ( dere otu ya da maydanoz ilave edilmiş )

Kuru mayayı 1 su bardağı ılık süt ile karıştırıp 10 dk. kadar mayalandırıyoruz.Sütü bir kaba boşaltıp içinde zeytinyağını , şekeri , tuzu,mahlebi ve alabildiği kadar unu ekleyip yumuşak ele yapışmayan bir hamur kıvamına gelene kadar yoğuruyoruz.Hazır olan hamuru en az 1/2 saat kadar sıcak bir ortamda üzerine havlu örterek mayalandırıyoruz . Kabaran hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp elimizde açıp içine peynirli harcımızı koyarak istediğimiz şekli verip yağlı kağıt koyduğumuz tepsiye diziyoruz.Tepside de 1/2 saat mayalandırdığımız poğaçaların üzerine pudra şekeriyle karıştırdığımız yumurta sarılarını sürüp çöre otlarını da serptikten sonra 190 derece civarında ısıtılmış fırında pişiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Vişneli Çikolatalı Muffinler

Pazar günü akşam üzeri şöyle çayın yanına yapılan bir kaç çeşitten bir tanesiyle başlamak istedim:-)
Bugün pek bir hamarttım , mutfakta bir kaç saat daha geçirsem ufak çaplı bir pastahanenin vitrinin doldururdum sanırım :-)
Genelde pazar günüm bir bölümünü hafta arası için hazırladığım yemeklerle mutfakta geçiririm ama bugün kendimi cici boğaza verdim .
Şimdi bu yazımı abim görünce onlar geçen haftadan diyecektir , ama abicim bu haftada yapıldı aynısında hatta katmerli olarak :-)
Neyse bir kaç tarif paylaşmak istiyorum bu sebeple hemen esas konumuza dönelim ve malzemlerden başlayalım:-)

Malzemeler ; ( 12 adet muffin )

- 2 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 kahve fincanı zeytinyağı
- 1 kahve fincanı süt
- 1 kahve fincanı yoğurt
- 1 paket kakao
- 1,5 bardak kadar un
- 1 paket kabartma tozu ( ben 1 çay kaşığı karbonat kullandım - bir kaç damla limonla karıştırıp )
- kırık çikolata
- dondurulmuş vişne

Yumurtayı mikserde yüksek devirde köpürene kadar çırpıyoruz , sonra şekeri ekleyip bir müddet daha beyazlaşana kadar karıştırmaya devam ediyoruz. Zeytinyağı,süt,yoğurt ve kakaoyu ekleyip mikserin hızını bir seviye düşürerek iyice karışına kadar çırpmaya devam ediyoruz. Karışıma un ve kabartma tozunu ekleyip mikserin en düşük seviyesinde un hamura karışına kadar karıştırmaya devam ediyoruz.


Mazlemeyi yukarıda göreceğiniz gibi fazla doldurmadan kağıt kalıplara koyup silikon muffin kalıplarına oturtuyoruz. Üzerlerine parça çikolata ve bir adet vişneyi koyup önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında pişiriyoruz.


Sağlıcakla kalın.



31 Ocak 2012 Salı

Sebze Çorbası - Acıbadem Yöresinden :-)

Acıbadem yöresine ait bir çorba tanırtırken aynı yörede olan evimden çıkıp bu sabah işe gidişimi yayınlamamam olmazdı :-) Robot gibi giyinip , kendimi sağlama almışım değilmi ?:-)

Sabah penceren bakınca şimdi işe nasıl gidilir diye düşünmeye başladım ama zaman öyle akıp geçtiki ki birden kendimi sokakta ve daha sonra da iş yerimde buluverdim bile:-)

Gün boyunca dinmeyen kar ara ara eve nasıl döneceğimi düşündürmedi değil ama iki gündür eve varışlarım mesaimi tam yapıp erken çıkmamama rağmen son derece rahat , sanırım erken çıkanların sayesinde biz zamanında çıkanlar rahat dönüş yapıyoruz:-)
İki gün daha devam edecek denilen kar yağışı süresince umarım aynı rahatlık içinde gidiş gelişlerimiz olur. Ve umarım perşembe akşamı gideceğim cuma akşamı kızımla geri dönüş yapacağımız uzun otobüs yolculuğu rahat bir şekilde geçer.

Evde otururken ya da zevk için yüruyüş yaparken seyredilen kar ve kar yağışı çok güzel ama iş ve seyehat esnasında pek zevk vermiyor . Belki ilerde emekli olunca bende zevkine tam olarak varabilirim ve çalışanlara nispet yapabilirim :-)

Şimdi gelelim güzelim Acıbadem yöresine ait çorbamıza , bu çorba her zamanki gibi evdeki malzemelerin birleşmesiyle ortaya çıkan ve pişen evin konumunun Acıbadem olması sebebi ile bu yöreye ait sayılan bir çorba :-)
Yapın derim çünkü çok lezzetli ve besleyici bir çorba oldu.

Malzemeler ;

- 1 çay bardağı kırmızı mercimek
- 1 adet kereviz ( 1/2 tavla zarı gibi doğranmış )
- 1 adet patates ( 1/2 tavla zarı gibi doğranmış )
- 1 adet havuç ( 1/2 tavla zarı gibi doğranmış )
- 1 adet kuru soğan ( yemeklik doğranmış )
- 1 top brokoli
- 1 çay bardağı bezelye
- 1 çorba kaşığı un
- 1 diş sarımsak 8 ince dilimlenmiş )
- tereyağı
- tuz ve karabiber
- 1/2 litre kadar tavuk suyu

Unu tereyağında hafif ateşte çok az kavurarak pişiriyoruz üzerine tavuk suyu koyarak hafifçe açıyoruz sonra soğanları da ekleyip bir müddet daha pişirip tüm sebzeleri ve tavuk suyunu ekleyerek ara ara karıştırarak pişiriyoruz .
Pişmeye başlayınca tuzunu ve karabiberini ekleyip büyük kalan brokolileri çatalla hafifçe eziyoruz bir taşım daha kaynatıp servise hazır hale getiriyoruz.

Sağlıcakla kalın.

24 Ocak 2012 Salı

Isırgan Çorbası / Rize'den


Bu akşamki yöresel çorbamız epey uzaklardan evime konuk oldu . Yeşilin her tonunun var olduğu her taşın altından gürül gürül suların aktığı , mis gibi havası olan , şeker gibi insanlara sahip olan Rize'den.Aslında ben Rize merkezi hemen hemen hiç bilmem benim için var olan ve gittiğim zaman 1 hafta bile olsa meditasyon etkisi yapan Çamlıhemşin'den yukarı Elevit'e doğru yol alan yerlerdir. Yukarıdaki fotoğraf evimizin hemen önünden geçen Fırtına Deresi'nin yanında kurulmuş olan Alabalık Çiftliği ve etrafın güzelliklerini göstermek için sadece küçük bir örnektir.

Eğer içinizde Karadeniz'in bu güzelliklerini görmemiş olanlar varsa vakit kaybetmeden gitsin ve doğanın bakirliğine , insanların güzelliğine tanık olsun . Umarım oralarda sahil şeritlerimiz gibi yapılaşma içinde kaybolmaz.

Bir çok Karadeniz yemeği yedim bir kısmınıda yapmaya çalışırım , şu ana kadar ısırgan çorbası hiç içmemiş ve yapmamıştım. Bir kaç sene önce yemeğini yemiş ve çok beğenmiştim hatta blogumda paylaşmıştım. O yemeği bana tatdıran sevgili Nursen bu sefer bu çorbanın ana malzemesi ısırganı da getirdi -tarifini de verdi, bir dahakine direk topraktan söküp bitkiyi getirecek " al seninle daha da uğraşamam " diye :-)) Ama değinmeden geçemeyeceğim ısırganın bende olmasında esas emeği geçeni atlamamam lazım - Nursel'cim teşekkürler :-)



Artık malzeme ve yapım aşamasına geçelim , bence denenmesi gereken bir lezzet ben çok çok beğendim eşim ise sadece beğendi , artık o konuda yorum yapmak istemiyorum sanırım beni anlayacaklar çoğunluktadır:-))


Malzemeler ;


- 1 su bardağı kurulmuş ısırgan ( nane gibi )


- 1 fincan ince bulgur


- 1 fincan mısır unu


- 2 diş sarımsak ( rende )


- 1 kiloya yakın süt


- 1,5 çorba kaşığı civarı tereyağı


- nane , tuz - isteğe bağlı kırmızı pul biber


- 1/2 kesme şeker


Isırganları çok az su ile karıştırarak pişiriyoruz. Üzerine sütü ilave edip , kaynayınca bulguru ekliyoruz.Ayrı bir kapta mısır ununu bir miktar süt ile sulandırırıp iyice karıştırıyoruz , üzerine rendelenmiş sarımsağı ve şekeri katıp bulgurları pişmeye başlamış çorbaya ekleyip ara ara karıştırarak pişiriyoruz. Katılaşma olursa sıcak süt ilave ediyoruz. Tuz miktarını isteğe göre ayarlıyoruz.


Ayrı bir tavada tereyağında naneyi kızdırıp çorbaya ilave ediyoruz. Bir taşım daha kaynadıktan sonra servise hazır duruma geliyor.


Aşağıda da ısırganı görebilirsiniz.


Sağlıcakla kalın.


23 Ocak 2012 Pazartesi

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor




Bu fırsatı kaçırmayın , paylaşım ile sizde fırsatı yakalayın :-)

Fotografium Blog Türkiye 1.si olunca bunu kutlamaya karar verdik!
fotografium.com olarak Facebook, Twitter yarışmalarının yanısıra biliyorsunuz ki aralıklı olarak blog üzerinden de yarışmalar düzenliyoruz.

Fotografium blogumuzun içeriğini paylaşan 3 kişiye çekilişle hediyeler veriyoruz!!!

Yapılacak çekiliş sonucunda müthiş hediyeler yine sizleri bekliyor.

Hediyeler

•1 Kişiye Canon EOS 600D Kit
•1 Kişiye Manfrotto 055XProb + 804RC2 Tripod+Kafa
•1 Kişiye Kata 123Go-30 Fotoğraf Çantası

Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarak Canon 600D , Manfrotto tripod ve Kata sırt çantası kazanma şansı yakalayın!
http://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/
sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.

•Yarışma Başlangıç Tarihi : 06.01.2012
•Yarışma Son Katılım Tarihi : 29.02.2012 (Saat 23:59)
•Çekiliş Tarihi : 05.03.2012

Sedik Aşı / Antalya Akseki yöresine ait bir çorba

Bu sıralar yöresel çorbalar yapmaya karar verdim ve dün elime geçen yemek kitabından ilk sıradaki çorbayı yaptım. Bu çorba Antalya'nın Akseki yöresine aitmiş.
Adını ilk defa duyduğum bir çorba , ama malzemeleri hiçte yabancı değil. Ben sadece ufak tefek değişiklikler yapmak zorunda kaldım - zaten yapamadan duramam :-)
Lezzeti ise gayet güzel sanırım belli aralıklarla yapacağım çorbalar arasına girdi :-)

Malzemeler ;
- 1 adet paprika biberi ( uzun uzun doğradım) - esas tarifinde çarliston biber var
- 2 domates ( kabukları soyulmuş zar şeklinde doğranmış )
- 1 adet kuru soğan ( yemeklik doğranmış )
- 1/2 yemek kaşığı domates salçası + 1/2 yemek kaşığı biber salçası - tarfinde sadece domates salçası var
- 2 fincan buğday yarması - tarifte ince bulgur var , bende olmadığı için yarma kullandım.
- 1 su bardağı tavuk suyu
- 1 kaşık kadar tereyağı + birazda sıvı yağ
- tuz , kırmızı pul biber , nane
- alabildiğince sıcak su

Doğarmış soğanları yağ karışımında hafif sararıncaya kadar pişiriyoruz . Domates ve biberleride ekleyip bir müddet kavuruyoruz , salçaları ilave edip bir süre sonra üzerine yarmayı ilave edip karıştıyoruz.Daha sonra tavuk suyunu , tuzunu ve aladığı kadar suyunu ilave edip pişmeye bırakıyoruz.Su gerektekçi sıcak olarak ekliyoruz.
Ben naneyi ve pul biberi çok az yağda çevirdim ve çorbaya ekledim , istenirse nane kavrulmadan eklenip kaselerde kırmızı biber ilave edilebilir.

Sağlıcakla kalın.

22 Ocak 2012 Pazar

Paprikalı Mantar

Mantarı çok seviyorum , her ne halde olursa olsun kabulümdür:-)
Bu sefer elimin altında olan malzemeleri değerlendirdim . Sanki diğer yemeklerimi böyle yapmıyorum :-)

Malzemeler ;
- 1 paket mantar ( sadece saplarından ayırdım ,doğramadım )
- 1 adet paprika biberi
- 1 büyük boy soğan ( istenildiği gibi doğranmış )
- 1 adet taze soğan
- istenildiği kadar tuz ve kırmızı pul biber
- 1/2 çay bardağı kadar zeytinyağı

Yağda kuru soğanları ve biberi tencerinin kapağı kapalı olarak kısık ateşte pişiriyoruz .Mantarları , taze soğanları , tuz ve biberi katıp kapak kapalı olarak kısık ateşte pişirmeye devam ediyoruz.
Mantarlar pişince salan suyunu çekmesi için kapağı kaldırıp ve ateşi biraz açıyoruz , suyunu hafifçe çektikten sonra ocağı kapatıyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Sayla Mantı - Kadıköy



Kadıköy semtinin en eski restaurantlarından bir tanesi Sayla Mantı , kuruluş 1969 , o seneler o kadar revaçtamıydı bilemem ama senelerce kalitesini bozmadığı için hala sevenleri tarafından revaçta olan bir mantı evi.


Bugün güneşli ama soğuk bir hava vardı . Öğlen üzeri gibi eşimle geçen hafta da yaptığımız Kadıköy sokaklarını arşınlama turumuzda bu sefer yemek molası için durağımız Sayla Mantı oldu.




Mantı öncesi birer tane çiğ börek yemeden olmaz dedik ve puf puf gelen çiğ böreği hemen bitiriverdik:-) Ama şunu söylemeliyim ki tadı görüntüsü kadar değildi. Daha lezzetli çiğ börekler yedim , hamuru gayet ince ve lezzetliyli ama iç malzemesi , kıyması pek lezziz değildi:-(


Ama sıra mantıya gelince çok lezzetliydi :-) Ben börek yedim diye yarım porsiyon yedim ama bir porsiyonuda rahatlıkla bitirebilirdim:-)


Menüsü sadece mantı ve çiğ börekten oluşan Sayla Mantı'da bunların yanına turşu da sipariş edebiliyorsunuz.


1 porisyon mantı 10 TL , 1 porsiyon çiğ börek ( 2 tane ) 9 TL.


Sağlıcakla kalın.

17 Ocak 2012 Salı

Sebzeli Bulgur Pilavı


Aklıma ne gelirse, o an elimin altında ne varsa ekleyeceğim bir pilav türü.
Hele zeytinyağlı pırasa yaparken yeşil yaprakları arttığında aklıma gelen ilk çeşit.
Yeşil yaprakları kavurup üzerine yumurta kırmakta çok lezzetli olmuyor değil :-)

Bu seferki , domateslerin ve yeşil biberlerin pek güzel olmadığı bir mevsime denk geldi evde de olmamalarını fırsat bilerek ne varsa eklenen bir çeşit oldu :-)

Bahsetmeden geçemeceğim diğer bir güzellik ise yılbaşı hediyesi olarak ben diyim 25 siz değin 30 seneye yakın arkadaşım sevgili Oya'nın el emeği göz nuru ile hazırladığı Bereket Kuşları . O kadar güzellerki mutfağımda sürekli gördüğüm yerde her zaman benimle beraberler. Ellerin dert görmesin Oya'cım:-)
Bu Bereket Kuşlarının hikayesi ise şöyle;

Nuh Peygamber,tufandan sonra Ağrı Dağı'na geldiğinde 3 kuş türünü serbest bırakmış;

Barış için Güvercin,
Yeni bir çağ için Kırlangıç,
Bereket için de Kelaynak kuşunu.

Bizlerin yeni bir tufan sonrasını beklemeye gerek duymadan artık bu 3 lüyü yapmamız gerekiyor.

Malzemeler ;
- 1 su bardağı bulgur
- 1 büyük boy kuru soğan ( yemeklik doğranmış )
- 5 ya da 6 sap pırasanın yeşil sapları
- 1 adet havuç ( kalın kibrit şekilde doğranmış )
- 1 fincan dondurulmuş bezelye
- 1,5 çorba kaşığı biber salçası
- 1 çorba kaşığı tereyağı + zeytinyağı
- istenildiği kadar kırmızı pulbiber ve tuz

Soğan ve havuçları hafif pişene kadar zeytinyağı ve tereyağında kavuruyoruz üzerine bezelye ve doğranmış pırasaları da ekleyip tencerenin kapağı kapalı olarak bir müddet pişmeye bırakıyoruz.Hafif pişen sebzelere biber salçasını ,biberi ve tuzu ilave edip 1 bardak bulguru ekleyip karıştırıyoruz , üzerine 2 su bardağına yakın suyu ekleyip kapağı kapalı olarak kaynayana kadar harlı ateşte daha sonra suyunu iyice çekene kadar kısık ateşte pişriyoruz. Piştikten sonra üzerine kağıt havlu serip bir müddet demlendiriyoruz.

Sağlıcakla kalın

8 Ocak 2012 Pazar

Fırında Piliç Çevirme - Nükte Abla'dan

Evet bu mazaradan sonra hikayesini aşağıda bulabilirsiniz :-)



Evet yemeğimizin adı fırında piliç çevirme ama aslında çevirmeme , nasılmı?

İşte yukarıda gördüğünüz mücizevi alet sayesinde dışardan aldığımız piliç çervirmeyi artık evinizde yapmanız mümkün.

Benim içi bu aletin mücide tabiki gene sevgili Nükte Ablam , nasıl ederse nasıl bulur bilmem ama her an her işe yarayan her türlü alet ve eşya kendisinde mevcuttur , emeğine sağlık :-)

Bu hafta bana berdiği bu aleti bende dün akşam arkadaşlarımızı yemeğe çağırıp denedim ( en azından yapamazsam biliyorum ki peynir eklemle doyan kişilerdie :-)) ).

Yapılışı çok çok basit lezzetide bir o kadar harika .Aynen közde çeirme gibi dışı çıtır içi ise sulu sulu , göğüs eti bile pamuk gibi.

Sadece yapacağınız fırın mini değil normal büyüklükte ve turba olmalıdır.

Yukarıda göreceğiniz gibi bütün pilicimizi iyice yıkadıktan sonra limon ve tuzla ovup alete oturtuyoruz ve ayakları açılmasın diye bağlıyoruz. ( ben fırın poşetlerinin kilidi ile bağladım , fırın için kullanılan iple de bağlayabilirsiniz )


180-190 derece turbosu çalışan ve ısıtılmış fırına koyup sadece bir kez altındaki tabağı çevirmeniz yeterli oluyor .


Zaten piştiğini nar gibi kızarmasından ve etrafa mis gibi koku salmasından anlıyorsunuz.


Sağlıcakla kalın.

Portakal Suyu ile Fıstıklı Pilav

Değişik nasıl pilav yapabilirim diye düşünürken elime geçen malzemelerin kullanılmasıyla ortaya çıkan bir çeşit oluverdi:-)


Dün akşam yiyenlerinde beğenisi aldığına göre paylaşmam şart oldu :-)


Malzemeleri:


- 1 su bardağı pirinç


- 1,5 çorba kaşığı tereyağı


- 1 fincan kadar dolmalık fıstık


- 2 çorba kaşığı dolmalık üzüm


- 3 adet taze soğanın yeşil yerleri ( ince ince doğranacak )


- 2 adet portakalın suyu


Pirinci 15-20 dakika sıcak ve tuzlu suda ,ayrıca üzümleri de ayrı bir kapta sıcak suda bekletiyoruz.


Tencereye fıstıkları koyup hafif ateşte karıştırarak pembeleştiriyoruz , tereyağını ve soğanları ekleyip bir iki kere çeviriyoruz ve üzerine iyice yıkadığımız pirinci ekleyip çok az kavuruyoruz , üzümleri ekleyip üzerine sıkılmış portakal suyuna su ilave edip 1 bardaktan çok az daha fazla olacak şekilde sıvıyı da ekliyoruz , istenilen kadar tuz ilave edip kapağını kapatıyoruz.


Kaynadıktan sonra ocağı kısıp suyunu tamamen çekince ocağı kapatıp demlenmesi için üzerine havlu kapatıyoruz.


Servisten önce ezmeden karışıtırıyoruz.


Sağlıcakla kalın.